Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5474 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 2978 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : ANKARA 17. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 08/07/2014NUMARASI : 2014/298-2014/515Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, dava dilekçesinde; davalı belediyenin, su aboneliğinden dolayı tahakkuk eden fatura bedellerini ödememesi üzerine, Ankara 18 İcra Müdürlüğünün 2003/3321 sayılı dosyası üzerinden takibe geçildiğini; ancak, davalı tarafın itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek; davalının borca vaki itirazının iptali ile %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili, cevap dilekçesinde; davanın reddini istemiştir.Mahkemece; yapılan yargılama sonucu, davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına ve davaya konu borcun 6111 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılarak ödenmesi nedeniyle, taraflarca yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına ve taraf vekilleri lehine avukatlık ücreti taktirine yer olmadığına karar verilmiştir.Hükmün, davacı vekili tarafından temyizi üzerine; Dairemizin, 12.02.2014 tarih, 2013/17121 esas ve 2014/2006 karar sayılı ilamı ile;"Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin davanın konusuz kalması, feragat, kabul ve sulhte ücret başlıklı 6. maddesinde; Anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul ve sulh nedenleriyle; delillerin toplanmasına ilişkin ara kararı gereğinin yerine getirilmesinden önce giderilirse, Tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, karar gereğinin yerine getirilmesinden sonra giderilirse tamamına hükmolunacağı kararlaştırılmıştır.HUMK.nun 425.maddesi (HMK.nun 331.maddesi) hükmünde, davanın esası hakkında karar verilmeyen hallerde yargılama giderinin Hakim tarafından belirleneceği öngörülmüş olup, bu belirlemenin davanın açılmasına sebebiyet veren tarafın yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerektiği şeklinde değerlendirilmesi gerekeceği kuşkusuzdur.Somut olayda; mahkemece, dava konusu su tüketim bedellerinin tamamının 6111 sayılı Kanunun 6322 sayılı Kanunla eklenen geçici 19 madde kapsamında yapılandırılarak 01.11.2012 tarihinde ödendiği gerekçesiyle davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek davaya konu borcun 6111 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılarak ödenmesi nedeniyle taraflarca yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına ve taraf vekilleri lehine avukatlık ücretine hükmedilmemiş ise de; yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere göre, mahkemece konusuz kalan fatura bedelleri üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi ayrıca söz konusu ödenen ve 6111 sayılı yasa kapsamına alınan fatura bedelleri dikkate alınarak davacı ve davalı tarafın yargılama giderlerinden sorumlu oldukları miktar değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir." gerekçesiyle bozulmuş olup, mahkemece; bozmaya uyularak, davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan, 15.370 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.Hükmü, taraf vekilleri temyiz etmektedir.Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.Davacının temyiz itirazına gelince; somut olayda, takibe konu alacağın tamamı dava açıldıktan sonra yapılandırılmış ve ödenmiş olduğundan dava konusuz kalmıştır. Davanın açılmasına davalı sebebiyet vermiştir. Bu durumda, mahkemece; yapılandırılarak ödenen takibe konu olan alacağın tümü üzerinden, davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken; yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda açıklanan miktar üzerinden davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 02.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.