MAHKEMESİ : ÇİNE ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİTARİHİ : 18/07/2014NUMARASI : 2013/410-2014/349Taraflar arasındaki nafaka davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; tarafların 2004 yılında evlendiklerini, iki çocuklarının olduğunu, müvekkilinin şiddetli geçimsizlik nedeniyle davalı aleyhine açtığı boşanma davasının reddedildiğini, tarafların halen ayrı yaşadıklarını, çocukların müvekkilinin yanında olduğunu, davalının, eşi ve çocuklarıyla ilgilenmediğini belirterek; müvekkili için aylık 400,00 TL; müşterek çocukların herbiri için 300,00 TL olmak üzere aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının ayrı yaşamda haklı olmadığını, müvekkilinin görme yeteneğinin azalması üzerine davacının eşine bakmamak için evden ayrıldığını, açtığı boşanma davası reddedilmesine rağmen eve dönmediğini, müvekkilinin çocuklarla görüşmesini engellediğini, müvekkilinin aldığı özürlü maaşıyla geçinmeye çalıştığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.Mahkemece; davacının ayrı yaşamda haklı olmadığı gerekçesiyle davacı yönünden davanın reddine, çocuklar yönünden talebin kısmen kabulü ile müşterek çocuk İbrahim için aylık 100,00 TL, İlker için 75,00 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; eş ve müşterek çocuklar için tedbir nafakası istemine ilişkindir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı eş yönünden talebin reddinde bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmeyerek reddedilmiştir.Davacı vekilinin çocuklar için takdir edilen tedbir nafakasına yönelik itirazına gelince;Anne baba, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.(TMK m.182) Anne ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder.(TMK m.328/1) Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçlarıyla anne ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafakanın takdirinde çocuğun alıştığı yaşam şekli dikkate alınmalıdır.Diğer taraftan nafaka miktarı belirlenirken, çocuğa fiilen bakan anne babanın, bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olan harcamaların dikkate alınması zorunludur. Hakim, nafaka takdirinde; nafaka alacaklısı çocukların ihtiyaçlarıyla nafaka yükümlüsünün gelir durumu arasındaki dengeyi kurarak, hakkaniyet ölçüsünde nafakaya hükmetmelidir. Tüm bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde; davacı annenin ev hanımı olduğu, her hangi bir gelirinin olmadığı, davalının emekli olup, aylık 980,00 TL maaş aldığı, 2005 ve 2008 doğumlu çocukların anne yanında bulunduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca mahkemece; tarafların gerçekleşen ekonomik ve sosyal durumları, nafakaların niteliği, müşterek çocukların yaş ve ihtiyaçları, günün ekonomik koşulları nazara alınarak,TMK'nın 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun olacak şekilde çocuklar yönünden daha yüksek oranda nafaka takdiri gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. O halde mahkemece yapılacak iş; çocukların yaşı, okul durumu ve zorunlu ihtiyaçları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, özellikle çocuklara fiilen bakan annenin her hangi bir gelirinin olmadığı hususu da dikkate alınarak çocuklar için "hakkaniyete" uygun daha yüksek oranda nafaka takdir etmek olmalıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 02.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.