Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5380 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 20453 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : KOCAELİ 1. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 03/09/2013NUMARASI : 2012/537-2013/629 Taraflar arasında görülen iştirak nafakası davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili; müvekkili ile davalının Karamürsel Asliye(Aile) Hukuk Mahkemesinin 2008/403 Esas ve 2008/425 Esas sayılı kararı ile boşandıklarını, boşanma kararında velayeti davacı müvekkiline verilen çocuk için iştirak nafakası takdir olunmadığını, çocuğun ilköğretim çağında olması nedeniyle masrafların arttığını iddia ederek tarafların müşterek çocuğu M.. M.. için dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 750,00 TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davacıya maddi yardımda bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 450,00 TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Kararı davalı temyiz etmiştir. TMK.'nın 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Ne var ki, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekmektedir. Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir. Somut olayda dosyadaki bilgi ve belgelerden; tarafların 31.12.2008 tarihli karar ile boşandığı; 2001 doğumlu müşterek çocuğun velayetinin davacı anneye verildiği, iştirak nafakasına hükmedilmediği, davacının 1.000 TL emekli aylığı aldığı, davalı babanın öğretmen olup aylık 2.357 TL aldığı ve yeniden evlendiğinin tespit edildiği anlaşılmaktadır. Yukarıda izah olunan nedenlerle; somut davada, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları ve nafaka yükümlüsünün (davalı babanın) gelir durumu nazara alındığında; hükmedilen iştirak nafakası miktarı fazla olup, TMK.4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamıştır. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.