Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5363 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 2747 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 01/12/2011NUMARASI : 2011/200-2011/87Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı, işyerinde davalının sayaçlı tanker abonesi olduğunu, kiracı olarak kullandığı ".. Sk. ..İş Hanı No:8 zemin kat .../İstanbul" adresindeki mecurdan 23.05.2000 tarihinde ayrılmış olmasına rağmen, davalı İSKİ tarafından 2004 ve sonrası yıllara ilişkin olarak 16.979,63 TL borçlu olunduğunun bildirildiğini, borcun ait olduğu taşınmazdan 23.05.2000 tarihinde şu an bulundukları yere taşındıklarını öne sürerek, tahakkuk ettirilen bedelden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı, davacının sözleşmenin bağıtlandığı yerden taşınmış olmasına rağmen, sözleşmeyi sona erdirmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. HMK 266.maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir. İSKİ Tarifeler Yönetmeliğinin 51.1.maddesinde;" Borcunu ödemeyen abonelerin suları kapatılır. Yeraltı suyu kullanarak kullanılmış suları uzaklaştırma bedelini ödemeyen abonenin su kaynağı iptal edilerek mühürlenir. Borçlu ayrıca su hizmetlerinden yararlanıyor ise şebeke suyu kesilir. Borç Kanuni yollardan tahsil edilir." hükmü yer almaktadır.Somut olaya gelince; mahkemece yargılama sırasında bilgisine başvurulan hukukçu ve muhasebeci bilirkişilerin raporu doğrultusunda karar verilmiştir. Rapor düzenleyen bilirkişilerin su tüketim bedeli hesabı konusunda uzman olmadığı bu nedenle bilirkişi olarak dinlenemeyeceği kuşkusuzdur. Öte yandan, raporda, dava konusu bedeller denetime elverişli bir şekilde İSKİ Tarifeler Yönetmeliği ve sözleşme hükümlerine göre ayrıca hesaplanmadığı gibi, müterafik kusura ilişkin değerlendirme de yapılmamıştır. Uzman bilirkişi heyeti tarafından, davacının ödenmesi gereken bedelinin, fatura bedelleri ödenmemesine rağmen anılan yönetmeliğin 51.maddesi gereği işlem yapmamasının davalı açısından müterafik kusur oluşturduğu göz önüne alınarak, denetime elverişli bir şekilde hesaplanması gerekmektedir.Hal böyle olunca, mahkemece öncelikle dava dosyasının önceki bilirkişiler dışında ve su tüketim hesabı konusunda uzman olan mühendislerin de aralarında bulunduğu üç kişilik bilirkişi kuruluna verilmesi, davalı tarafından talep edilen bedelinin yönetmelikte ve yukarıda açıklanan yöntemle hesaplanması konusunda denetime elverişli rapor alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.