MAHKEMESİ : BULANIK ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİTARİHİ : 30/05/2013NUMARASI : 2010/1011-2013/376Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesi ile; tarafların 23.12.2009 tarihinde kesinleşen karar ile boşandıklarını, boşanma davasında davalı kadın lehine 200TL nafakaya hükmedildiğini, davalının boşanma davasından sonra çalışmaya başladığını, müvekkilinin ise işsiz olup nafaka ödeyecek gücü olmadığını iddia ederek daha evvel hükmedilen nafakanın kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile; müvekkilinin düzenli ve sürekli bir işi olmadığını, aylık 200 TL nafaka ile kendisinin ve küçük çocuğunun geçimini sağlamasının mümkün olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.Mahkemece; davacının boşanma davası sırasındaki ekonomik durumu ile dava tarihindeki ekonomik durumunda değişiklik olmadığı, davalının işe girdiğinin davacı tarafından ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, mahkemece iştirak nafakasının kaldırılması talebinin reddine karşı, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak;TMK.nun 175.maddesine göre, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek tarafın kusuru daha ağır olmamak koşuluyla, geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında nafaka isteyebilir. Aynı Kanunun 176/4.maddesine göre ise, yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkemece nafaka kaldırılabileceği gibi, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına da karar verilebilir.Anılan yasal düzenlemeye göre, iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu gerektirmesi gerekmektedir.Somut olayda; davacının çiftçi olduğu, aylık ortalama 750 TL ile 1000 TL arası geliri olduğu, kendisine ait evde eşi ve bir çocuğu ile yaşadığı, ilkokul mezunu olduğu anlaşılmaktadır. Davalı kadın yönünden ise; sosyal ve ekonomik durumunun araştırılması için birden fazla yazılan müzekkerelere bila ikmal cevap verildiği, kolluk tarafından sosyal ve ekonomik durumunun tespiti yönünden rapor hazırlanmadığı, mahkemece UYAP üzerinden SGK kayıtları için yapılan araştırmada, davacının halen aktif çalışan olduğu, işyeri ünvanı olarak Büyükçekmece Mesleki Eğitim Merkezi'nin belirtildiği görülmektedir. Ne var ki mahkemece, adı geçen işyerine ya da SGK'ya müzekkere yazılarak davalının aktif çalışan olup olmadığı sorulmamıştır.Mahkemece; davalının çalışıp çalışmadığının tespiti yönünde yeterli araştırma yapılmadan, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yukarıdaki gerekçe ile davanın tümden reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 01.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.