MAHKEMESİ : SAKARYA 2.AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 02/07/2013NUMARASI : 2013/35-2013/531 Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili ve davalı-(k.davacı) tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dilekçesinde; tarafların 2009 yılında boşandıklarını, davacının halen işsiz olduğunu, nafaka ödeyecek gücü bulunmadığını belirterek, hükmedilen toplam 650 TL (iştirak ve yoksulluk) nafakasının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı cevabında; davanın reddini dilemiş, karşı davasında ise, yoksulluk ve iştirak nafakalarının artırılmasını talep etmiştir. Mahkemece; Sakarya 1.Aile Mahkemesinin boşanma ve nafakaya ilişkin kararının kesinleşmesinden sonra davacının ekonomik durumunda değişiklik olmadığı, davalının çalışmadığı, davacının da yeni işe girdiği, kararların kesinleşme tarihinden itibaren hükmedilen nafakaların ihtiyaçlarına yeterli olmadığı hususunun da ispat edilemediği gerekçe gösterilerek, davanın ve karşılık davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü davacı vekili ve davalı (karşı davacı) temyiz etmektedir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin tüm, davalının (k.davacı) aşağıdaki bent dışındaki itirazları yerinde değildir. Türk Medeni Kanununun 330.maddesinde “Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir.” 331.maddesinde de “Durumun değişmesi halinde hâkim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır.” hükmü düzenlenmiştir.Bu yasal düzenlemeler uyarınca nafaka miktarı tayin edilirken çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşulları ile küçüğün genel ihtiyaçları ve ana – babanın mali durumunun dikkate alınması gerekmektedir. Somut olayda, önceki nafakanın 07.05.2012 tarihinden itibaren geçerli olarak hükmedildiği ve aradan bir yıl geçtikten sonra nafaka artırım davası açıldığı anlaşılmakla, müşterek çocuğun ihtiyaçlarının artması, ülke ekonomisindeki gelişmeler, paranın satın alma gücünün azalması hususları gözönünde bulundurularak, TMK.nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilip az da olsa nafaka miktarı artırılarak hüküm kurulması gerekirken, nafaka artırım talebinin tümüyle reddi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.