Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 535 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 16158 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİTaraflar arasındaki yardım nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili lehine ...Aile Mahkemesinin 2007/169 Esas ve 2007/704 Karar sayılı ilamı ile 200 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, davacının Üniversitesi .Fakültesi 1.sınıf öğrencisi olduğunu, nafakanın yetersiz kaldığını, bir işte çalışmadığını, maddi imkansızlıklar nedeniyle dershaneye gidemediğini belirterek nafakanın 300 TL artırılarak 500 TL’ye yükseltilmesini talep etmiştir.Davalı, davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, davacı tarafın tanık listesi sunduğu ancak masrafını karşılamadığından tanıklara davetiye tebliğe çıkartılamadığı ve tanıkların HMK 243.maddesi uyarınca duruşmada da hazır edilmedikleri gerekçesiyle davacının davasını usulen kanıtlamadığından reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, yardım nafakası talebine ilişkindir.Kural olarak; anne babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa ana ve baba, durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdür. (TMK m. 328/2) Diğer taraftan; herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür.Somut olayda, davacı öğrenci olduğunu iddia ederek yardım nafakası talep etmekte olup; davanın açılışı sırasında 140 TL gider avansı yatırılmış ve tarafların ekonomik ve sosyal durumları, öğrenci belgesi, ücret pusulası dosya içerisine alınmıştır.6100 sayılı HMK 316/4 maddesinde; her çeşit nafaka davasının basit yargılama usulüne tabi olduğu belirtildiği gibi; aynı yasanın 318.maddesinde; “taraflar dilekçeleri ile birlikte tüm delillerini açıkça ve hangi vakıanın delili olduğunu da belirterek bildirmek, ellerinde bulunan delillerini dilekçelerine eklemek ve başka yerlerden getirilecek belge ve dosyalar içinde bunların bulunabilmesini sağlayan bilgilere dilekçelerinde yer vermek zorundadır,” düzenlemesi bulunmaktadır.6100 sayılı HMK 27/1 maddesinde; “davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler” düzenlemesi bulunmaktadır. Taraflar, yargılamayla ilgili açıklamada bulunma, bu çerçevede iddia ve savunmalarını ileri sürme ve ispat etme hakkına sahiptirler. Mahkemece esasa girilerek dosya kapsamında bulunan belgelere göre bir karar verilmesi gerekir iken somut olaya ve 6100 sayılı HMK 27.maddesine uygun olmayan gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.