Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5311 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 18124 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : ANKARA 16. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 02/04/2013NUMARASI : 2011/529-2013/157Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; davalı İl Özel İdarenin mülkiyetinde olan dava konusu .. Çarşı'nın 24.12.2003 tarihinde yanması nedeniyle davacının kiracı olarak bulunduğu işyerinin tamamen yandığını belirterek, zarar bedeli 30.000 TL'nin olay tarihinden itibaren reeskont avans faizi ile tahsilini talep etmiştir.Davalı vekili cevabında; yangın olayının çarşı binasında kiracı olan dava dışı İbrahim Karateke'nin dükkanından kaynaklandığını, üçüncü kişinin eylemi nedeniyle illiyet bağının kesildiğini, elektrik tesisatı ve yangın söndürme cihazlarının kullanıma hazır hale getirildiğini beyan etmiş, zamanaşımı def'inde bulunmuştur.Mahkemece; davanın kabulü ile 30.000 TL'nin olay tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline karar verilmiş, hükmü taraf vekilleri temyiz etmiştir.Dosya kapsamından; davalı İl Özel İdarenin mülkiyetinde olan .. Çarşı binasında davacının, davalı idareden işyeri kiraladığı, çarşıda kiracı bulunan dava dışı İbrahim Karateke'nin dükkanında çalışan işçisi Metin Bostan'ın elektriklerin kesilmesi nedeniyle çalıştırdığı küçük jeneratörden sızan benzinin alev alması sonucu yangının meydana geldiği, işhanında kiracı bulunan diğer esnafın dükkanlarının önüne yanıcı (plastik) madde koymaları sonucu yangının hızla büyüyerek bütün binanın yanmasına sebebiyet verdikleri anlaşılmaktadır.Davacının ve diğer dükkan sahiplerinin müşteki olduğu Ankara 10.Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/152 E.sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda davalı İl Özel İdarenin %20, dava dışı esnafın %20, BEDAŞ'ın %20, Belediyenin %20, yangını çıkaran Metin Bostan ve İbrahim Karateke'nin %10'ar kusurlu oldukları açıklanmıştır.Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davalı İl Özel İdarenin %40 oranında kusurlu olduğu ve davacının zararının 30.000 TL olduğu açıklanmıştır. Davada, davalı idarenin yapı maliki ve işletenin sorumluluğu kapsamında yangın nedeniyle uğranılan zararın tamamının tahsili talep edilmektedir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekili ve davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.Davalı idarenin malik ve işletmeci olduğu taşınmazda, günün teknolojisine uygun olarak merkezi jeneratör yedekleme sistemi ve yangın çıkması halinde devreye otomatik olarak giren yangın kesici tertibatının bulunmaması nedeniyle genelde yanıcı maddelerin satıldığı dükkanların elektriklerinin sık sık kesilmesi sırasında iç mekanda benzinle çalışan küçük jeneratör kullanılması ile 66-67 nolu dükkanda kiracı olan İbrahim Karateke'nin işçisi Metin Bostan'ın benzinle çalışan jeneratörü çalıştırmak istediği anda sızan benzinin alev alarak yanması sonucu oluşan zarardan 6098 sayılı TBK.nun 69. (818 sayılı BK.nun 58.) maddesi gereğince kusursuz sorumluluğu bulunmaktadır.Ayrıca, 6098 sayılı TBK.nun 61. ve 62. (BK.nun 50. ve 51.) maddelerine göre bina maliki ve yöneticisi olan davalı idarenin müteselsil sorumluluk ilkesi gereği ileride diğer sorumlulara rücu etmek kaydıyla zararın tamamından sorumlu olması gerekir. Ancak, yangının meydana gelmesinde davacının da aralarında bulunduğu esnafın kusuru da bulunduğu anlaşıldığına göre davalı idarenin müteselsilen sorumlu olduğu miktardan esnafın kusurlu olduğu oranda indirim yapılması gerekir.HUMK'nun 275. ve devamı maddelerinde; "bilirkişilik" müessesesi düzenlenmiş olup, anılan maddede mahkemenin çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar vereceği düzenlendikten sonra 286.maddede de bilirkişinin oy ve görüşünün hakimi bağlamayacağı düzenlenmiş ise de işin çözümünde teknik bilgi ve birikimin gerekliliğine inanılarak bilirkişi incelemesi yaptırıldığına göre verilen raporlar çelişkili ise mahkeme HUMK.nun 283.maddesi hükmüne dayalı olarak, bilirkişiden açıklama ya da ek rapor isteyebileceği gibi 284.maddesi hükmüne dayalı olarak yeni bir bilirkişi heyeti oluşturularak yeni bir rapor alabilir.Aynı ilkeler 6100 sayılı HMK beşinci bölümünde "bilirkişi incelemesi" ismi altında ve 266-287.maddeleri arasında düzenlenmiştir.Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasındaki çelişki varsa hakim çelişkiyi gidermeden karar veremez.Somut olayda; mahkeme, gerekçesini de belirtmeksizin bilirkişi raporundan ayrılarak hakimin hukuki bilgisi ile aydınlatamayacağı teknik bir konuda davalı İdare için % 80 oranında kusur belirlemiş ve buna göre hüküm oluşturmuştur.Bu durumda, Ağır Ceza Mahkemesindeki kusur oranları ile mahkemenin kendiliğinden belirlediği kusur oranları arasında çelişki bulunduğu anlaşıldığından, emsal tazminat dosyaları ile Ağır Ceza Mahkemesindeki kusur oranlarının benzer olduğu dikkate alındığında, mahkemece; raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için konusunda uzman bilirkişi kurulundan rapor alınarak ve davacının da aralarında bulunduğu esnafın kusur oranı belirlendikten sonra, zarar bedelinin tamamından bu oranda indirim yapılmak suretiyle geri kalan miktara TBK'nun 61. ve 62.(BK'nun 50. ve 51.) maddeleri gereğince müteselsil sorumluluk gereği karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.Ayrıca, davalı İl Özel İdaresinin, 6360 Sayılı Yasanın 3/2 .maddesinin 30/04/2014 tarihinde yürürlüğe girmesi ile tüzel kişiliği kaldırıldığından; bozma sonrası muhatabın, devir işleminin yapıldığı ilgili kurum ve kuruluş olduğu da gözetilmelidir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 31.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.