MAHKEMESİ : ŞUHUT ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 18/07/2013NUMARASI : 2012/346-2013/124 Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde; davalıların koyunlarının şeker pancarı ekili tarlasına girerek zarar verdiğini, mahkeme aracılığıyla yapılan delil tespitinde zararının 2.207,50 TL olduğunun belirlendiğini, tespit için 507,00 TL masraf yaptığını belirterek; 507,00 TL tespit giderleriyle, 2.207,50 TL tazminatın toplamı olan 2.714,50 TL'nin yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar, koyunlarının davacının tarlasına girmediğini, davacının taşınmazının olduğu yerde 15 kişiye ait koyun sürülerinin bulunduğunu, bekçilerin kendilerini arayarak davacının tarlasında meydana gelen zararla ilgili bilgileri olup olmadığını sorduğunu beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulü cihetine gidilerek, 2.714,50 TL'nin dava tarihi itibariyle işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmiş, hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir Dava, hayvan sahibinin sorumluluğundan kaynaklanan maddi tazminat ve tespit giderleri istemine ilişkindir. Temyize konu uyuşmazlık; davacının ekili tarlasına davalılara ait hayvanların zarar verip vermediği noktasında toplanmaktadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan herbiri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190. maddesinde de; ispat yükünün kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğu vurgulanmıştır. Bu bağlamda ispat yükü, ilk önce kural olarak davacıya düşer. Davacı, davasını dayandırdığı vakıaları ispat etmelidir. Somut olayda davacı, ekili tarlasına davalıların koyunlarının zarar verdiğini iddia etmiş, iddiasını ispat için tanık deliline başvurmuştur. Tanık O.. G.. beyanında; köy korucusu olduğunu, 08.08.2012 günü davalıların hayvanlarının davacının tarlasına 50-60 metre mesafede olduğunu gördüğünü, hayvanların tarlaya girdiğini görmediğini beyan etmiş, mahkemece bu beyan doğrultusunda davalıların sorumluluğu cihetine gidilmiştir. Dosya kapsamından, mevcut delillere göre davacının tarlasındaki zarara davalıların hayvanlarının neden olduğunu ispatlayamadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca mahkemece; gerekli inceleme ve araştırma yapılıp sonucu dairesinde karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. Kabule göre de; 23.03.1976 gün ve 1/1 sayılı YİBK kararına göre delil tespiti giderleri yargılama giderlerinden olup, müddeabihe eklenemeyeceğinden, mahkemece yanılgılı değerlendirme sonucu; tespit masraflarının müddeabihe dahil edilerek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsili yönünde hüküm tesis edilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.