Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5243 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 12261 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 22/04/2014NUMARASI : 2013/90-2014/90Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde, müvekkili şirketin, elektrik abonesi olan davalı aleyhinde otomatik dönem tahakkuk bedeli ile ek tahakkuk bedelinden oluşan toplam 3.424 TL alacağın tahsili amacı ile icra takibine geçildiğini; davalının, bu takibe itirazda bulunduğunu iddia ederek; itirazın iptali ile inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı cevap dilekçesinde; abonelik sözleşmesine konu adresten 14-15 yıl kadar önce ayrıldığını, takibe konu elektriğin başkaları tarafından sarf edildiğini, ödenmeyen elektrik borcu nedeniyle elektrik kesintisi yapmayan davacının da ortak kusurunun bulunduğunu savunarak; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, 2.193,20-TL asıl alacak, 889,30 TL gecikme zammı, 160,07 TL gecikme zammı KDV'si olmak üzere toplamda takibin 3.242,58-TL'lik bölümüne vaki itirazının iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından süresinde temyiz edilmiştir.09/11/1995 tarih, 22458 sayılı Resmî Gazetede yayınlanan Elektrik Tarifeleri Yönetmeliğinin 26.maddesinde; aboneliğinin başlangıç tarihinin sözleşmenin yürürlüğe girdiği tarih olduğu, başka bir yere taşınacak abonenin taşınma tarihinden en az bir hafta önce şirkete yazılı olarak başvurarak sayaç değerinin okunmasını istemek zorunda olduğu, bir hafta içinde sayaç değeri belirlenmediği takdirde abonenin bildiriminin esas kabul edileceği; 38. maddede, idarenin faturalama dönemlerinde abone sayacının kaydettiği değeri mahallinde ve zamanında okuyarak faturalamaya esas olacak şekilde kayda geçirilmesinin esas olduğu; 50. maddede ise; fatura bedeli son ödeme tarihine kadar ödenmediği takdirde 20 gün içerisinde Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebligat yapılacağı, “bu tebligattan sonra faturu bedeli 10 gün içinde ödenmediği takdirde abonenin elektriği kesilir” düzenlemelerine yer verilmiştir.Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 24.maddesine göre; zamanında ödenmeyen borçlar başlığı altında “müşterinin perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşmalar kapsamında öngörülen ödemeleri zamanında yapmaması hâlinde dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından elektriği kesilebilir” şeklindedir.01/03/2003 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 24/2.maddesine göre ise; “müşterinin perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşmalar kapsamında öngörülen ödemeleri zamanında yapmaması hâlinde nihai tüketicilere enerji tedarik eden lisans sahibi şirketlerin bildirimi üzerine en az 5 iş günü içerisinde dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından elektriği kesilir; söz konusu durum 2 gün içerisinde dağıtım şirketi tarafından ilgili tedarikçiye bildirilir", şeklindedir.09/11/1995 tarihli Elektrik Tarifeleri Yönetmeliği ve 01/03/2003 tarihli Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin ilgili hükümleri gereğince zamanında ödenmeyen faturalardan dolayı elektriğin kesilmesinin amir hüküm olduğu anlaşılmaktadır.Somut olayda, davalı, davacının elektirk abonesidir. Davacı kurum, 2008 yılının 10-12. ayları, 2009 yılının 4-7-8-9-10-11-12. ayları, 2010 yılının 1-2-3-4-5-6-7-8-9. ayları ve 2011 yılının 1-6. ayları otomatik dönem tahakkuk bedelinin tahsili amacı ile İzmir 23. İcra müdürlüğü'nün 2012/2759 Esas sayılı dosyası üzerinden takip başlatmıştır.Dairemizin, yerleşik içtihatlarına göre; davalı aboneliği iptal ettirmedikçe abonelik üzerinden tüketilen normal veya kaçak enerji bedelinden fiili kullanıcı ile birlikte davacı kuruma karşı müteselsilen sorumludur. Davacının, 2008 yılından bu yana elektrik tüketim bedeline esas faturaların ödenmemesine rağmen, ilgili mevzuat gereği elektriği kesmemesi davacı açısından müterafik kusur teşkil etse de; bu kusur, tüketilen enerji bedelinin aslından davalının beraatini gerektirmeyeceği gibi, tüketim bedeli olan ana borçtan hukuki sorumluluğu da ortadan kaldırmaz.Abone, tüketilen elektrik bedelinden sorumlu olacaktır. Ancak, davacı idarenin de, uzun süre ödenmeyen elektriği kesmemek şeklindeki eyleminin müterafik kusur olarak kabulü gerekmekte olup, somut olayda, taraflar arasındaki abone sözleşmesinde, gecikme zammı alınacağına ilişkin bir açıklığın bulunmaması da gözetilerek, Yönetmelik gereğince elektriğin kesilmesi gereken tarihin belirlenmesi bu tarihe kadar olan borcun tamamından davalının sorumlu olduğunun kabul edilmesi, bu tarihten sonraki dönem için ise davacının elektriği kesmemesinin müterafik kusur teşkil edeceği kabul edilerek davalının fatura borcundan sorumlu olup, elektriğin kesilmesi gereken tarihten itibaren de, fatura borcuna yasal faiz tatbik edilmesi gerekmektedir.Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; asıl alacak olan fatura borçlarına yasal faiz tatbik edilerek hesaplama yapılması gerekirken, 3095 sayılı kanuna göre temerrüt faizi hesaplanmak suretiyle, davalının sorumlu olacağı miktar belirlenmiştir.Öyle ise, mahkemece; bu ilkeler dikkate alınarak, asıl alacağa yasal faiz tatbik edilmek suretiyle, davalının sorumlu olması gereken miktar belirlenip, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 31.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.