Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5192 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 20344 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR 2.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 25/06/2013NUMARASI : 2011/254-2013/333 Taraflar arasında görülen vasiyetnamenin iptali-tenkis davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı ve davalı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından temyiz edilmiştir. YA R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin eşi muris tarafından düzenlenen 30.07.2007 tarihli düzenleme şeklindeki vasiyetnamenin iptalini, olmadığı taktirde tenkisini talep ve dava etmiştir. Mahkemece açılan davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca temyiz edilmiştir. Ancak; HUMK.nun 388.maddesinin 3 ve 5.bentleri hükümlerine (HMK.nun 297/1-c md) göre, mahkeme kararlarının asgari olarak, iki tarafın iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli şahıslar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri göstermeleri zorunludur. Yine Anayasanın 141/3.maddesine göre tüm mahkeme kararlarının gerekçeli olması amir hükümdür. Karardaki gerekçe sayesinde taraflar hükmün hangi maddi ve hukuki sebebe dayandırıldığını anlayabilecekleri gibi karar aleyhine kanun yoluna başvurulduğunda da HUMK.nun427.(HMK.nun 361.md) maddesine uyarınca Yargıtay incelemesi sırasında ancak bu gerekçe sayesinde kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı saptanabilir. Diğer bir deyişle, Yargıtay denetimi ancak bir kararın gerekçe taşıması halinde mümkün olabilir. Davada; “vasiyetnamenin iptali, olmazsa saklı paya yönelik tenkis” talebi mevcut olup, mahkemece vasiyetnamenin tenkisine yönelik talep hakkında olumlu-olumsuz bir karar verilmeden eksik inceleme ile hüküm tesisi de doğru değildir. Bundan ayrı olarak; tenkise ilişkin talep ve dava dilekçesinde, açık hesap yapılmadan gösterilen değer tahmini ve harca esas değerdir. Bilirkişi incelemesi sonucu bulunan saklı paya tecavüz miktarı üzerinden eksik harç davacıya tamamlattırılmadan davanın esası hakkında hüküm kurulması da doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 01.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.