Davacı ... ile davalılar ... vs. aralarındaki tazminat davasına dair ....Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 17/05/2012 günlü ve 2011/145 E. -2012/453 K. sayılı hükmün bozulması hakkında dairece verilen 27.11.2012 günlü ve 2012/21074 E. - 2012/24407 K.sayılı ilama karşı davacı tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde, davalılara 2981 sayılı kanuna göre imar affından yararlanarak tapu tahsis belgesi verildiğini, sonradan hak sahibi olmadığının anlaşılması üzerine, tapu tahsis belgesinin iptal edildiğini, bu durumda taşınmazın hazineye intikal etmesi gerekirken, davalının taşınmazı 3. şahsa sattığını beyan ederek, bedeli olan 100.000 TL.nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Mahkemece; davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine dair verilen ilk karar Dairemizce bozulmuş ve bozmadan sonra verilen karar ile taşınmazın 3. kişiye satışına dair olan akit tablosundaki bedele hükmedilmiş, bu karar da Dairemizce; “Dava konusu taşınmazın 01.10.2002 tarihinde dava dışı 3.kişiye 6.500.000.000 TL (6.500 TL) ya satıldığı anlaşıldığına göre, bu bedelin dava tarihi (17.01.2005) itibariyle ulaştığı alım gücüne ulaştırılması gerekir. Bunun için uzman bilirkişiden rapor alınarak, çeşitli ekonomik etkenlerin, altın ve döviz kurlarındaki artış, maaş artış oranları, ÜFE artış oranları vs. dikkate alınarak bu değerlerin ortalamasının alınması sonucu oluşacak bedele hükmedilmesi gerekirken mahkemece, satış tarihindeki bedelin davalılardan tahsiline karar verilmesi doğru görülmemiştir." gerekçesiyle bozulmuş, bu karara karşı davacı taraf karar düzeltme talebinde bulunmuştur.Dava konusu 48 adet imar parselinin 2981 sayılı Yasanın 10/c maddesine göre hak sahiplerine dağıtılmak üzere, ... tarafından bedelsiz olarak Belediyeye devredildiği, davalının da Belediyeden bu taşınmazı satın aldığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır.Daha sonra, davalı adına düzenlenen tapu tahsis belgesi iptal edilmiş, bu işlemin iptali konusunda davalı tarafından idare mahkemesinde dava açılmamış ve işlem kesinleşmiştir. Kesinleşen bu karar ile, davalının satışta yasal koşulları taşımaması nedeniyle hak sahibi olmadığı halde, yasal düzenlemeler ve satış koşullarına uygun düşmeyen davalı beyanı ile taşınmazın satışının yapıldığı anlaşılmaktadır. Davalı adına yapılan bu satışın yasal koşulları taşımadığı, adına olan tapu tahsis belgesinin iptal edilmesiyle ortaya çıkmıştır. Bu nedenle, davalı yanıltıcı beyan ile adına tapu tahsis belgesi düzenlenmesini sağladığından iyiniyetli olarak kabul edilemez. O halde, taşınmazın raiç değerinden davalının taşınmaz için ödediği bedelin güncellenmeden ödediği miktar kadar düşülmesi suretiyle mahsup edilerek alacağın hüküm altına alınması gerekir.Mahkeme kararının açıklanan nedenlerle bozulması gerekirken, başka gerekçelerle bozulduğu anlaşıldığından, Dairemizin 27.11.2012 gün ve 2012/21074 E.-2012/24407 K. sayılı bozma kararı kaldırılarak, mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.