Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 5143 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 20337 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : KÜÇÜKÇEKMECE 2. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 03/06/2013NUMARASI : 2011/874-2013/543 Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların 2006 yılında evlendiklerini, düğünde müvekkiline 40 adet çeyrek altın, 5.000,00 TL nakit para ve 17.000,00 TL değerinde altın takı takıldığını, tarafların 17.000,00 TL değerindeki altın takıları evlilik birliği içinde bozdurup ev aldıklarını, bu nedenle bu takılara ilişkin olarak davalıdan herhangi bir taleplerinin bulunmadığını, ancak davalının 40 çeyrek altın ve 5.000,00 TL parayı müvekkilinden gizli olarak kendi ailesine borç verdiğini, müvekkilinin bu durumu sonradan öğrendiğini, taraflar arasındaki boşanma davasının derdest olduğunu belirterek; 40 çeyrek altının aynen iadesini, bunun mümkün olmaması halinde dava tarihindeki karşılığı olan 6.600,00 TL ile 5.000,00 TL paranın toplamı olan 11.600,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; düğünde takılan parayla, düğün salonunun masrafının ve ev eşyalarına olan borçların ödendiğini, altınları da bozdurup otomobil aldıklarını, kalan parayla da tatile gittiklerini savunarak, davanın reddine karar verilmesini dilemiştir. Mahkemece; düğünde takılan çeyrek altın ve paraların tarafların düğün salonu masrafları ve eşya borçları için harcandığı, davacının çeyrek altın ve paranın kaldığı yönündeki iddiasını ispatlayamadığı, evlilik birliği içerisinde ortak giderler için harcanan takı ve paranın geri istenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; düğünde takılan altın ve paranın davalı kocadan istirdatı istemine ilişkindir. Temyize konu uyuşmazlık, düğün sonrası davacı kadından alınarak bozdurulan altınların rıza ile bozdurulduğu hususunun kim tarafından ispatlanması gerektiği, buna bağlı olarak bozdurulan altınların bedelinin davalı kocadan tahsiline karar verilip verilemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Kural olarak düğün sırasında takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Bu eşyaların iade edilmemek üzere kocaya verildiği, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup müşterek ihtiyaçlar için harcandığı hususu davalı tarafça kanıtlandığı takdirde, koca bu eşyaları iadeden kurtulur. Somut olayda, davalı koca, davacı kadının talep ettiği altın ve paranın evliliğin devamı sırasında ortak ihtiyaçlar için harcandığını savunmuş ancak davacı kadının bunları iade edilmemek üzere rıza ile verdiğini kanıtlayamamıştır. Hal böyle olunca mahkemece; davalı kocanın, müşterek ihtiyaçlar için bozdurulan ziynet eşyalarının rızayla ve iade şartı olmaksızın kendisine verildiğini ispatlayamadığı, bu nedenle dava konusu ziynet eşyalarını ve parayı iadeyle mükellef olduğu göz önüne alınarak davanın kabulü cihetine gidilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 31.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.