T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
BAŞKANLIĞI
ESAS NO : 2014/13262
KARAR NO : 2015/5108
Y A R G I T A Y İ L A M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MALATYA 2. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/03/2014
NUMARASI : 2013/626-2014/180
DAVACI :
DAVALI :
Taraflar arasındaki ziynet eşyası alacağı Davasının mahkemece yapılan
yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün,
süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz
dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki
kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; tarafların 14.06.2012 tarihinde boşandıklarını,
müvekkilinin ziynet eşyalarının davalıda kaldığını ve iade edilmediğini
ileri sürerek 22 ayar 6 adet 20'şer gr bileziğin, 50 gr ağırlığında 22
ayar altın setin, 1 adet 10 gr ağırlığında 22 ayar bileziğin, 50 adet
çeyrek altının aynen iadesini, aynen iadenin mümkün olmaması halinde
dava tarihi itibariyle ziynet eşyalarının rayiç bedeli üzerinden,
HMK'nun 107. md. uyarınca yargılama esnasında alacak miktarının
netleşmesi halinde müddeabihi artırmak kayıt ve şartı ile, şimdilik
2.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacı tarafın belirsiz alacak davası açmasında hukuki
yararının bulunmadığı gerekçesiyle, davanın dava şartı yokluğundan HMK
114/1-h ve 115/1-2 maddesi gereğince reddine karar verilmiş, hüküm
davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
6100 sayılı HMK'nun 107. maddesi uyarınca belirsiz alacak davası
açılabileceği düzenlenmiş ise de, talep konusu miktarın kesin olarak
belirlenmesinin davacıdan beklenemeyecek olması veya bunun imkansız
bulunması halinde belirsiz alacak davası açılabilir. Ayrıca talep
konusunun miktarı, taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli ise
kısmi dava açılamaz. (HMK m. 109/2) Alacak miktarının tartışmasız veya
açıkça belirli olan durumlarda belirsiz alacak veya kısmi dava açmada
alacaklının hukuki yararı bulunmamaktadır. Hukuki yarar dava
şartlarındandır. (HMK m 114/h).
Oysa ki, somut olayda, davacı vekilinin asıl istemi ziynet eşyalarının
aynına ilişkin olup, aynen iadenin mümkün olmaması halinde, hükmün
icrasının temini amacıyla bedel iadesi talep edilmektedir. Bu nedenle
davanın belirsiz alacak davası olarak nitelendirilmesi mümkün değildir.
Mahkemece, işin esasına girilip taraf delilleri toplanarak hasıl olacak
sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, yasa hükümlerinin yanılgılı
değerlendirilmesi sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması doğru
görülmemiş olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde
hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde
olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA
ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
30.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.