Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4994 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 5041 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, dava dilekçesinde; davalının ticarethane abonesi olduğu halde kaçak elektrik kullandığının tespit edildiğini, tahakkuk ettirilen kaçak elektrik bedelinin tahsili için ... 3. İcra Müdürlüğünün 2008/11195 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek; davalının itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, cevap dilekçesinde; müvekkilinin kendi adına kayıtlı bulunan elektrik aboneliğinin tüm mali gereklerini yerine getirdiğini ve davacı kuruma elektrik kullanımından kaynaklı hiçbir borcu bulunmadığını, davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, dosya kapsamına göre; kaçak elektrik kullanımından dolayı davalı hakkında elektrik enerjisi hırsızlığı suçundan açılan kamu davası sonunda beraatine karar verildiği, kararın onanması üzerine 30/06/2014 tarihinde kesinleştiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.Türk Borçlar Kanununun 74.maddesi hükmünde “Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz.” Somut olaya gelince, mahkemece; davalı aleyhine açılan ceza davası sonucu İstanbul 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/03/2013 tarih, 2012/1464 esas, 2013/112 karar sayılı kararıyla davalı hakkında ( gerekçe bölümünde açıklandığı üzere ) delil yetersizliğinden beraat kararı verilmiştir. Mahkemece, bilirkişi incelemesi yapılmadan ceza mahkemesinde verilen bu karar esas alınarak hüküm kurulmuştur. Yukarıda açıklanan hukuki olgular dikkate alındığında ceza mahkemesince verilen beraat hükmünün görülmekte olan davada mahkemeyi bağladığından ve ceza mahkemesinin kesinleşmiş kararının görülmekte olan dava yönünden de kesin hüküm oluşacağından söz edilemez. Bu nedenle mahkeme hükmünün gerekçesinde isabet bulunmamaktadır.Hal böyle olunca, mahkemece; öncelikle dosyanın dava konusunda uzman bilirkişiye verilmesi, bilirkişiden davacının davalı taraftan isteyebileceği bedelin Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve 622 sayılı EPDK kararı hükümlerine göre hesaplanması konusunda denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 31.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.