Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4987 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 3996 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalının çalıştığı lazer epilasyon merkezinde epilasyon yaptırdığını, 2 yıl sürdüğünü, tüylerin arttığı, yüzünde yanıklar oluştuğunu, güneşe çıkamadığını, psikolojik buhran yaşadığını, manevi çöküntüye uğradığını, hatalı uygulama yapıldığını, risklerin anlatılmadığını belirterek 48.500 TL manevi tazminat ile 1.500 TL maddi tazminatın 2007’den itibaren ticari faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; zararın uygulamadan kaynaklandığının ispatının gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Yargılama sırasında alınan 04.05.2012 tarihli (Dicle Üniversiteleri Hastaneleri Adli Tıp Anabilim dalı tarafından hazırlanan) bilirkişi raporunda; “…hastada hormonal düzeyde fonksiyonel patoloji d??şünülmediği…” belirtilmiş; 01.08.2012 tarihli (Adli Tıp Kurumu 3.Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından hazırlanan) bilirkişi raporunda; “…kişinin son 1 yılda kullandığı ilaçların güneşin etkisiyle lekelenme ve kıllanma yapabileceği, epilasyonun lekelenmeye katkısının olabileceği ancak bu durumda bunun ayrımının yapılamayacağı, kişideki kıllanmanın hormonal düzeyde olmadığının tahlil sonuçlarına göre anlaşıldığı, ilaçlara bağlı olabileceği, ancak 5 yıl önce sona eren epilasyon seanslarına bağlı olup olmadığının ayrımının yapılamayacağı, tam olarak nedeni bilinmediğinden var olan durumun süresi ve tedaviye cevabının bilinemeyeceği…” belirtilmiştir.Davacı taraf, raporlar arasında çelişki bulunduğunu belirterek yeniden bilirkişi raporu alınmasını talep etmiştir.HUMK.nun 275. ve devamı maddelerinde “bilirkişilik” müessesesi düzenlenmiş olup, anılan maddede mahkemenin çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar vereceği düzenlendikten sonra 286.maddede de bilirkişinin oy ve görüşünün hakimi bağlamayacağı düzenlenmiş ise de işin çözümünde teknik bilgi ve birikimin gerekliliğine inanılarak bilirkişi incelemesi yaptırıldığına göre verilen raporlar çelişkili ise mahkeme HUMK.nun 283.maddesi hükmüne dayalı olarak, bilirkişiden açıklama ya da ek rapor isteyebileceği gibi 284.maddesi hükmüne dayalı olarak yeni bir bilirkişi heyeti oluşturularak yeni bir rapor alabilir. Bu durumda mahkemece önceki bilirkişi dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulu marifeti ile alınan iki rapordaki çelişkileri de giderecek biçimde rapor alınarak davanın sonuçlandırılması gerekirken, birbiriyle çelişen raporlardan ikincisine itibar edilerek yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.