Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4968 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 19896 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : ANKARA 6.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 06/06/2013NUMARASI : 2012/513-2013/304 Taraflar arasında görülen maddi-manevi tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dilekçesinde; davalıların sorumlulukları altında bulunan trafoya güvercinleri kurtarmak için giren davacı G.. K..’ın elektrik akımına kapılarak ağır yaralandığını, her iki davalının olayda kusurları bulunduğunu belirterek, müvekkillerinin maddi ve manevi zarara uğradıklarını, bu nedenle de; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacı G.. K.. için 100.000 TL manevi ve 1000 TL maddi, davacı anne ve babası için ayrı ayrı 40.000’er TL manevi, kardeşi Gürkan için 40.000 TL manevi, 500’er TL maddi tazminatın haksız eylem tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir. Davalılar, illiyet bağının kesildiğini belirterek, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davalıların olayda kusurları bulunmadığı, davalı .... Plastik ve Ambalaj San.Tic.Ltd.Şti. şirketi yetkilisi hakkında ceza davasında verilen beraat kararının da bu yönde olduğu gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar, Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 05.06.2012 tarih ve 2011/4840 E.-2012/9778 K.sayılı kararı ile “…davalı şirket yetkilisi hakkındaki ceza davasının sonucu, bu davanın sonucunu etkileyeceğinden, ceza davasının kesinleşmesi beklenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden” bozulmuştur. Mahkemece, Yargıtay bozma ilamına uyularak, ceza davasının 11.04.2013 tarihinde kesinleşmesinden sonra, Ağır Ceza Mahkemesince “kazanın meydana gelmesinde sanığın kusuru bulunmadığından bahisle beraat kararı verildiği” davalı şirketin kusuru bulunmadığı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş olup, hükmü davacılar vekili temyiz etmektedir. Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, aşağıda belirtilen bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. Ancak, mahkemece davacıların maddi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 12.maddesinde; “Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. Şu kadar ki, asıl alacak miktarı 3.666,66 TL’ye kadar olan davalarda avukatlık ücreti, tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde, icra mahkemelerinde takip edilen davalar için öngörülen maktu ücrettir. Ancak, bu ücret asıl alacağı geçemez” hükümlerini içermektedir. Eldeki dava maddi tazminat istemine ilişkin olup, yukarıdaki tarife hükümleri dikkate alınmaksızın fazla vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.