Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4930 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 23117 - Esas Yıl 2010





Dava dilekçesinde 6.000 TL ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Dava dilekçesinde; davacıların iştirak halinde maliki oldukları fındıklık niteliğindeki beş ayrı taşınmazın tamamen davalı işgalinde bulunduğu, davacıların bu güne kadar hiç bir şekilde taşınmazlardan yararlanamadıkları ileri sürülerek, 2002 yılı ile 2006 yılı sonuna kadarki dönem için fazlaya ilişkin hakların saklı tutularak 6.000 TL ecrimisilin faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesi istenilmiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dosyada mevcut tapu kayıtları uyarınca; davacılar ile davalı ve dava dışı iki kişi dava konusu taşınmazlarda verasette iştirak halinde maliklerdir. Ancak, davacıların içeriğini kabul ettikleri 10.12.1999 tarihli satış senedi ile taşınmazlardaki bütün hisselerini bedeli karşılığı davalının eşine haricen satıp, bedelini aldıkları, taşınmazların zilyet ve tasarruf hakkını da davalının eşine devrettikleri anlaşılmaktadır. Davalı da her türlü tasarruf hakkı eşine ait olan taşınmazlar nedeniyle kendisinden ecrimisil talep edilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir. Tapuda kayıtlı taşınmazların haricen satışı geçersiz ise de; Yargıtay'ın 10.07.1940 gün ve 2/77 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında "haricen taşınmaz satılıp da bedeli satana ve taşınmaz alana teslim ve bu suretle taşınmaz alanın intifaına terkedildiği ve sonradan bunlardan biri ferağdan veya teferruğdan imtina ettiği takdirde muteber olmayan bu satım zımmında her iki tarafın verdiğini istirdada hakkı olduğu" ilkesi vurgulanmış ve bu konuyla ilgili olarak da "ancak alıcı satış bedelinin iadesine kadar taşınmazı işgal edebilir ve bu yüzden kendisinden semereleri tazmin veya ecrimisil istenemez" sonucuna varılmıştır. Belirtilen İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca satım bedeli iade edilinceye kadar alıcı taşınmazı elinde bulundurma hakkına sahiptir. Nitekim, Yargıtay'ın bir kısım kararlarında harici satıma taraf olan kişinin satıştan vazgeçerek ecrimisil isteğinde bulunması Türk Medeni Kanununun 2.maddesine de aykırı bulunmuştur. O halde, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda dava konusu taşınmazları harici satım bedeli iade edilinceye kadar davalının eşinin elinde bulundurma hakkının olduğu, eşi adına taşınmazları kullanan davalının da haksız ve kötüniyetli olmadığı gözetilerek davanın reddi gerekirken kabulü doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.03.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.