MAHKEMESİ : İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 12/10/2006NUMARASI : 2001/615-2006/447Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı, davalının abonesi olduğunu, tahakkuk ettirilen su/KSUB bedelinin (26.05.1997 ila 22.01.1999 fatura tarihli tahakkuklar) tahsili için başlatılan takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini öne sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile takibin 3.630,69 TL üzerinden devamına karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.Yürürlükten kaldırılan 1580 sayılı Belediye Kanunu’nun 15 ve devam eden maddeleri hükümlerine göre, belediye sınırları içinde su ve kanalizasyon hizmetlerini yürütmek belediyelerin görevleri arasında sayılmış iken, 23.11.1981 tarihinde yürürlüğe giren 2560 sayılı Kanun’la bu hizmetleri yürütmek üzere İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı ayrı bir tüzel kişilik olarak İ.. M.. kurulmuş, anılan kanunun 2.maddesi hükmünde; içme, kullanma ve endüstri suyu ihtiyaçlarının her türlü yer altı ve yer üstü kaynaklarından sağlanması ve ihtiyaç sahiplerine dağıtılması, kullanılmış sular ile yağış sularının toplanması, yerleşim yerlerinden uzaklaştırılması ve zararsız bir biçimde boşaltma yerine ulaştırılması veya bu sulardan yeniden yararlanılması, bu hizmetlerin yerine getirilmesi için her türlü tesisin etüt ve projesini yapmak veya yaptırmak, bu projelere göre tesisleri kurmak veya kurdurmak, kurulu olanları devralıp işletmek ve bunların bakım ve onarımını yapmak, yaptırmak, bölge içindeki su kaynaklarının, yeraltı sularının kullanılmış sularla ve endüstri artıkları ile kirletilmesini, bu kaynaklarda suların kaybına veya azalmasına yol açacak tesis kurulmasını ve bu tür faaliyetlerde bulunulmasını önlemek, bu konuda her türlü teknik, idari ve hukuki tedbiri almak, su ve kanalizasyon hizmetleri konusunda hizmet alanı içindeki belediyelere verilen görevleri yürütmek ve bu konulardaki yetkileri kullanmak su ve kanalizasyon idaresinin görevleri arasında sayılmış, 13.madde hükmünde gelirleri açıklandıktan sonra 23.madde hükmünde de, su ve kanalizasyon idaresine su satışı, kanalizasyon tesisi bulunan yerlerdeki kullanılmış suların uzaklaştırılması, septik çukurların boşaltılması giderleri için tarifeler yapmak, tarifelerin tespiti ve tahsilatla ilgili usul ve esasları belirlemek üzere yönetmelik çıkarma yetkisi verilmiş, aynı kanuna 05.06.1986 gün ve 3305 sayılı Kanunla eklenen Ek 5.madde hükmü ile de, kanunun diğer Büyükşehir Belediyelerinde de uygulanması sağlanmıştır.2560 sayılı Kanun hükümlerine göre kurulan davacı İ.. M.... yayımlanan “Tarifeler Yönetmeliği”nin 5.maddesinde abone tanımı ve türleri açıklanmış, 14.maddesinde herhangi bir işleme tabi tutulmamış (ham su) su kullanılması durumunda yine Tarifece belirlenecek esaslar dahilinde ücretlendirileceği belirlenmiş, 16.maddesinde su ve kanalizasyon hizmetlerinden yararlanan her abonenin tükettiği su kadar suyu kirleteceğinden, bunların nihai bertarafı ve uzaklaştırılması için KSUB (Kullanılmış Suları Uzaklaştırma Bedeli) ödemekle yükümlü oldukları açıklanmıştır.HMK 266.maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir. Somut olaya gelince; mahkemece yargılama sırasında bilgisine başvurulan hukukçu bilirkişinin raporu doğrultusunda karar verilmiştir. Bilirkişi davalı tahakkukların esas almış, ayrıca su/KSUB bedeli hesaplaması da yapmamıştır. Rapor düzenleyen bilirkişinin su tüketim bedeli hesabı konusunda uzman olmadığı bu nedenle bilirkişi olarak dinlenemeyeceği kuşkusuzdur. Uzman bilirkişi tarafından, davalının tahakkuk ettirdiği bedelden davacının sorumlu olup olmadığının belirlenmesi, davacının sorumlu olduğunun tespiti halinde ödenmesi gereken su bedelinin ayrıca hesaplanması gerekir.Hal böyle olunca, mahkemece dava dosyasının su tüketim hesabı konusunda uzman olan mühendis bir bilirkişiye verilerek yukarıda açıklanan yönetmelik hükümleri gereği talep edilen bedellerin denetime elverişli bir şekilde hesaplanması için rapor düzenlettirilmesi gerekirken, konusunda uzman olmayan bilirkişiden alınan rapor doğrultusunda yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.