Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4892 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 20615 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : BİNGÖL 3.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 23/10/2013NUMARASI : 2013/263-2013/556 Taraflar arasında görülen yoksulluk nafakası davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili, tarafların 24.09.2009 tarihlerinde evlendiklerini, bu evlilikten 12.11.2009 doğumlu A.. adında müşterek bir çocukları bulunduğunu, davalının evi terkettiğini, davacı ve müşterek çocukla ilgilenmediğini, bakım ve iaşesini sağlamadığını ileri sürerek, davacı için aylık 750,00 TL ve müşterek çocuk için aylık 750,00 TL olmak üzere toplam aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalıya, dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edildiği halde, davalı duruşmalara gelmemiş ve herhangi bir cevap da vermemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacı için aylık 200,00 TL, müşterek çocuk için 200,00 TL olmak üzere toplam 400,00 TL nafakanın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun’un 4.maddesi uyarınca, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun kapsamındaki Aile Hukukundan (2.kitabı) doğan dava ve işler Aile Mahkemesinde görülür. Davacının tedbir nafakasına ilişkin talebinin de TMK'nun 195 ve devamı maddelerinden kaynaklandığı ve dolayısıyla “Aile Hukukuna” ilişkin bulunduğu anlaşılmaktadır. Talep, Aile Hukukundan doğduğuna göre, açılan bu davanın 4787 sayılı yasanın 4.maddesi gereğince Aile mahkemesinde bakılması gerekmektedir. O halde mahkemece, davada görevli mahkemenin aile mahkemesi olduğundan bahisle davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.