MAHKEMESİ : İSTANBUL 20. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 13/06/2013NUMARASI : 2010/144-2013/257Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı F.. T.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin tarafların müşterek murisi M... K... ile aralarında kurulan adi ortaklığın %50 hissedarı iken, hissesinin %30'unu annesi M..'ya 12.01.2007 tarihinde devrettiğini, adi ortaklığın diğer ortağı Ş.. K..'nın 01.10.2006 tarihinde hisse devri yaptığını, onun hisseleri karşılığı kendisine 150.000 TL ödendiğini, ancak müvekkilinin murise yaptığı hisse devri karşılığında yapılması gereken aynı miktardaki ödemenin yapılmadığını, murisin 17.08.2008 tarihinde vefat ettiğini, aralarında müvekkilinin de bulunduğu 4 kardeşi mirasçı bıraktığını, müvekkilinin mirastan kaynaklanan hissesi düşüldüğünde kalan 112.500 TL'nin diğer mirasçılar tarafından ödenmesi gerektiğini, bu nedenle davalılar ve dava dışı Z.. E.. Ş.. hakkında icra takibi başlattıklarını, Z.. E.. Ş..'nın hissesine düşen kısmı ödediğini, davalıların takibe haksız itiraz ettiklerini ileri sürerek, takibe yapılan itirazın davalılar hissesine düşen 75.073,97 TL lik kısım üzerinden iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı F.. S.. vekili dilekçesinde; davacının kötüniyetli olduğunu, davacının yüksek miktarda murise borçlu olduğunu, hisse devrinin bedelsiz olduğunu ileri sürerek, davanın reddini savunmuştur.Davalı Ş.. A.. vekili dilekçesinde; müvekkilinin payı karşılığında bir bedel almadığını, davacının dava dışı Z.. E..'nında bulunduğu bir toplantıda, muristen büyük miktarda para aldığını, bu sebeple murise borçlu olduğunu ve adi şirket paylarını bedelsiz devrettiğini haricen ikrar ettiğini ileri sürerek, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece; davalıların davacının %30 hissesinin bedelsiz yapıldığını iddia etmiş iseler de bedelsiz yapıldığına ilişkin yazılı bir delil mevcut olmadığı, davalıların iddialarını ispat edemedikleri gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı F.. S.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemece alınan bilirkişi raporunda; ''... davacı tarafın murise vefatından önce devretmiş olduğu %30 hisse devrine karşılık, davacı vekilinin 23.03.2011 havale tarihli dilekçe ekindeki hesap hareketlerinin delil olma niteliği mahkemenin takdirinde olmak üzere, Ş.. K..'nın %30 hisse devir bedeline karşılık muris tarafından 150.000 TL ödendiğinin banka hesap ekstresi ve dekontlardan tespit edilmesi ve işlemiş faizin doğru olduğunun hesaplanması kaydıyla, 112.500,00 TL asıl alacak, 110,96 TL işlemiş faiz olmak üzere 112.610,96 TL toplam alacağın davalılar hissesine düşen 75.073,97 TL'lik kısmının, takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep edebileceği...'' kanaatine varıldığının belirtildiği görülmüştür.Uyuşmazlık, davacının murisi ile aralarındaki adi ortaklıktaki %30 hissesinin 150.000 TL bedelle devredilip devredilmediğine ilişkindir.MK'nun 6.maddesi gereğince "Kural olarak, herkes iddiasını ispat etmekte mükelleftir." Davacı M.. K.. murisine aralarındaki adi ortaklıkta bulunan %50 hissesinden %30'unu devrettiğini ve bedelin 150.000 TL olduğunu iddia etmiş ise de bu iddiasını kanıtlayamamıştır. Davalıların hisse devrinin bedelsiz olduğunu savunmaları karşısında , davacının murisine yaptığı hisse devrinin 150.000 TL bedelle olduğu noktasında ispat külfeti davacı taraftadır.Hal böyle olunca; mahkemece, MK'nun 6.maddesi hükmü gereğince davacının iddiasını tanık dahil her türlü delil ile ispatlayabileceği gözönünde bulundurulmalı,hükme esas alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, davacı tarafın dava konusu adi ortaklığın diğer ortağı olan Ş.. A..'in muris M..'ya daha önce devrettiği hisse bedelleri hakkında, dosyaya ibraz etmiş olduğu hesap ekstreleri ile belirtilen tarihlerdeki banka dekontlarının ilgili banka ya da bankalardan ayrıntılı ve açıklayıcı olacak şekilde dosyaya ibrazı da sağlanmalı ve bu şekilde davacının murisi (annesi) M... ile aralarındaki adi ortaklıkta bulunan %30 hissesini 150.000 TL bedelle devredip devretmediği hususunda tüm delilleri toplanarak oluşacak sonuç dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.