MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava dilekçesinde 72.300 TL alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçesi ile; tarafların, davalı şirketin malik olduğu taşınmazın müvekkiline satışı konusunda harici satış sözleşmesi imzaladıklarını, müvekkilinin Güney Afrika uyruklu olduğunu, satışın Türk Kanunlarına göre yasal olmadığını daha sonra öğrendiğini, bu nedenle davalıdan taşınmazın tapusunun kendisine verileceğine dair kanıt istemesine dair olumlu cevap alamadıklarını ileri sürerek, satış nedeniyle ödediği bedelin iadesini talep ve dava etmiştir.Mahkemece, tüketici mahkemesi sıfatıyla yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Somut olayda; davacının, tapuda davalı şirket adına kayıtlı olan bağımsız bir bölümün, haricen düzenlenen satış sözleşmesi ile satın aldığı anlaşılmaktadır. Tapuda kayıtlı taşınmazların satışının, MK.706, BK.213, Tapu K.26 ve Noterlik K.60 maddeleri gereğince resmi şekilde yapılması zorunlu olup, haricen düzenlenen satış sözleşmeleri hukuken geçersizdir.Dava konusu olayda ise, üzerine bina inşaa edilen ana taşınmazın tapu kaydının davalı adına olup olmadığı, tapu davalı adına kayıtlı değilse, davalı müteahhitle dava dışı arsa sahibi arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesinin mevcut olup olmadığı anlaşılamamaktadır.Mahkemece, satışa konu olan bağımsız bölümün bulunduğu taşınmazın tapu kaydı incelenerek, tapu kaydının davalı adına olmadığının tespiti halinde ise söz konusu taşınmaz nedeniyle davalı tarafından imzalanmış kat karşılığı inşaat sözleşmesinin mevcut olup olmadığı, mevcutsa satış konusu dairenin, inşaat sözleşmesinde müteahhite düşen yerlerden olup olmadığı araştırılarak, bunun sonucuna göre ve sözleşmenin geçerli olup olmadığının kesin olarak belirlenmesinden sonra, anılan şekilde sözleşme geçerli ise davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi'nin görevli olduğu kabul edilerek, sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile davada Tüketici Mahkemesi sıfatıyla yargılama yapılarak yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.Kabule göre de; herhengi bir ara karar kurulmadan 3.celsede başlığa ''Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla'' ibaresinin eklenerek yargılamaya devam edilmesi usul ve yasaya uygun görülmemiştir.Bozma nedenine göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.