Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4835 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 20188 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : KARŞIYAKA 2. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 17/09/2013NUMARASI : 2012/274-2013/672 Taraflar arasında görülen ziynet alacağı davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dilekçesi ile; tarafların evli olduklarını ancak fiilen ayrı yaşadıklarını, düğünde müvekkiline takılan ziynet eşyalarını düğünden sonra davalının bozdurup bankaya kendi hesabına yatırdığını, bunun dışında düğünde takılan bir adet setin ise davacı evden ayrılırken el konulduğunu iddia ederek, ziynet eşyalarının aynen iadesi olmazsa fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak bedeli olan 30.000 TL'nin tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili dilekçesi ile; düğünde takılan ziynet eşyalarının bir kısmını ortak harcamalar için bozdurduklarını, 7 adet bileziği davacının babasına yardım amaçlı verdiklerini, bir kısım takıları davacının evi daha evvel terk ettiğinde baba evine götürdüğünü, kalanları da son olayda davalı evde yokken evi terkederken götürdüğünü savunarak, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; davanın kabulü ile; 5 adet tam altın (bedeli 2.940 TL), 3 adet yarım altın (bedeli 882 TL), 29 adet çeyrek altın (bedeli 4.263 TL), 7 adet burma bilezik (bedeli 12.040 TL), 6 adet düz bilezik (bedeli 5676 TL), 1 adet 14 ayar set (bedeli 1.265 TL), 3 adet künye (bedeli 1.100 TL), 1.500-TL paranın aynen; ya da taleple bağlı kalınarak toplam bedeli olan 30.000 TL'nin dava tarihi olan 10/05/2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır. Dava dilekçesinde istenilen ziynet eşyalarının bir kısmının ailenin ortak giderleri için bozdurulup harcandığı davalı tarafından kabul edilmektedir. Davalı ziynet eşyalarının davacının rızası ile bozdurulup harcandığını iddia etmiş ise de, bu iddiasını kanıtlayamamıştır. Davacıya ait olduğu anlaşılan dava konusu altınların evliliğin devamı sırasında davalı tarafından bozdurulup harcanmış olduğu kabul edildiğine göre, davacıya iadesi gerekir. Eş söyleyişle; ortak ihtiyaçlar için bozdurulan ziynet eşyalarının rıza ile ve iade şartı olmaksızın verildiğini davalı koca ispatlamak zorunda olup, somut olayda davalı koca bu durumu ispat edemediğinden dava konusu ziynet eşyalarını davacıya iade ile mükelleftir. Nitekim, aynı ilkeler HGK 10/11/2010 tarih ve 2010/6- 533 E.-578 K.sayılı kararında da benimsenmiştir. Ancak, davalı tarafından harcandığı kabul edilenler dışında kalan ziynet eşyalarının ise davalı tarafta kaldığını ispat yükü davacı kadına aittir. Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi hükmü uyarınca kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan, ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimse iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir. Diğer taraftan ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle, evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Somut olayda; davacı, ziynet eşyalarının davalı tarafından rızası dışında alınarak bozdurulduğu iddiasını ispat için tanık deliline dayanmıştır. Dinlenen tanıkların ise somut görgüye dayalı bilgileri yoktur. Davacı bunun dışında da herhangi bir delile dayanmamıştır. Dolayısıyla; davalı tarafından bozdurulduğu kabul edilen ziynet eşyaları dışında kalan diğer ziynet eşyalarının da zorla elinden alınıp bozdurulduğunu, davacı ispat edememiştir. O halde mahkemece; düğünde takıldığı bilirkişi tarafından tespit edilen ve miktarı belirlenen ziynet eşyalarından, yalnızca davalının bozdurulup harcandığını kabul ettiklerini belirleyip, bunların iadesine karar verilmesi gerekirken, yukarıdaki şekilde davanın kabulü doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.