MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 30. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 19/09/2013NUMARASI : 2013/276-2013/47Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde; tarafların Çekmeköy ilçesi, .. Köyü, .. mevkiinde bulunan .. ve .. parsel sayılı tarla vasfındaki mülkiyeti Maliye Bakanlığı'na ait 6831 sayılı kanunun 2/B maddesi kapsamındaki taşınmazların satışı ve zilyetliğinin devrine ilişkin olarak harici anlaşma yaptıklarını,anlaşma uyarınca davacının bu taşınmazların zilyetlik hakkının iktisabına ve devrine karşılık 2.500.000,00 TL 'yi ödemeyi taahhüt ettiğini, bu bedelin 600.000,00 TL'sinin zilyetlik devir sözleşmesi yapılması ve ticari bedel anlaşması ile protokolün yapılması esnasında; kalan 1.900.000,00 TL'nin ise protokolde belirtilen tarih ve miktarlarla peyderpey ödemeyi taahhüt ettiğini, davacı şirket yetkilisinin bu anlaşmaya göre davalı borçluya ait Türkiye Halk Bankası .. Şubesi Müdürlüğü'nün .. nolu hesabına 20.05.2011 tarihinde ön ödeme olarak 10.000,00 TL gönderdiğini, bu ödemeyi takiben ise davalı borçluya yazılı devir sözleşmesi ve ilgili protokollerin yapılması hususunda talepte bulunduklarını, buna rağmen davalının yazılı devir anlaşmasını imzalamadığı gibi ön ödeme olarak aldığı 10.000,00 TL'yi iade etmediğini, bu nedenle Bakırköy 21.Noterliği'nin 22.08.2011 tarih 12120 yevmiye nolu ihtarnamesi ile davalıya ihtarda bulunulduğunu, ancak davalının aldığı bedeli ödememesi nedeniyle hakkında Ümraniye 1.İcra Müdürlüğü'nün 2011/19830 E.sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yapıldığını,davalı borçlunun takibe haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiğini belirterek, davanın kabulü ile davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamını, %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı beyanında; kendisinin Hüseyinli köyü muhtarı olduğunu, davacının köyden taşınmaz almak istediğini, köylülerle görüştüğünü, kendisinin aracı olduğunu, davacı tarafından kendisine banka havalesi ile gönderilen 10.000,00 TL'yi arazi sahiplerinden köylüsü Feridun Uygun'a kaparo olarak davacıyı temsilen verdiğini,davacının daha sonra taşınmazı almaktan vazgeçtiğini, kaparonun Feridun Uygun'da kaldığını, Feridun Uygun'un ise davacının taşınmazı satın almaktan vazgeçmesi nedeniyle aldığı kaparoyu iade etmek istemediğini belirtmiştir.Mahkemece; taraflar arasında yapıldığı belirtilen ve paranın ödenmesine dayanak gösterilen ön sözleşmenin 3. maddesinde belirtilen kaparonun iade şartlarının gerçekleştiği hususunun davacı tarafça ispatlanamadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.Dava, harici taşınmaz satışına dayalı ödenen paranın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalıdan tahsiline yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.1-)Mahkemenin kararına dayanak yaptığı harici satış sözleşmesinde tarih ve her iki tarafın da imzası bulunmamaktadır. Bu nedenle söz konusu harici taşınmaz satışına ilişkin sözleşme tarafları bağlamaz.Kaldı ki, taraflarca imzalanmış adi bir satış sözleşmesi olsa dahi bu sözleşme ile taşınmazın devrinin mümkün olmamasına göre sözleşme geçersizdir. Bu itibarla geçersiz sözleşmedeki cezai şart da hükümsüz olacağından buna dayanarak iade talebinin reddi yerinde görülmemiştir.2-)Ayrıca, davacı tarafından davalının Türkiye Halk Bankası'ndaki hesabına havale ile gönderildiği dosyadaki dekont ile de sabit olan 10.000,00 TL'lik bedelin davalının uhdesine girdiği ve bu bedelin taşınmaz satışı için gönderildiğinin davalı tarafça da kabul edilmiş olmasına göre sebepsiz zenginleşenin davalı olduğu gözönünde bulundurularak hüküm kurulması gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.