MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde;davalı kurumun tarımsal sulama abonesi olduğunu,tarafına 2010/11. döneme ait fatura ile 4.830,20 TL borç tahakkuk ettirildiğini,ancak 2010 yılında ilgili tarlada hiç sulama yapmadığını, kuruma yaptığı itirazın da reddedildiğini belirterek, 2010/11. döneme ait fatura nedeniyle davalı kuruma borcu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının beyanlarının soyut olduğunu,davalı kurumca düzenlenen faturanın doğru olduğunu savunarak,davanın reddini istemiştir.Mahkemece; davanın kabulü ile, davacının davalı kuruma 09.11.2010 tarihli faturaya göre 4.830,20 TL borçlu olmadığının tespitine, davacının normal tüketim bedeli olan 1.101,52 TL borçlu olduğunun tespitine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği'nin “Sayacın Tüketim Kaydetmemesi" başlıklı 19.maddesinde,sayacın müşterinin kusuru dışında herhangi bir nedenle tüketim kaydetmediğinin tespiti halinde varsa müşterinin aynı döneme ait sağlıklı olarak ölçülmüş geçmiş dönem tüketimleri dikkate alınarak, yoksa, sayaç çalışır duruma getirildikten sonraki müşterinin ödeme bildirimine esas ilk iki tüketim dönemine ait tüketimlerinin ortalaması alınarak geçmiş dönem tüketimlerinin hesaplanıp tahakkuk ettirileceği; tahakuka esas sürenin doğru bulgu ve belgenin bulunması halinde 12 ayı, bulunmaması halinde ise 90 günü geçemeyeceği;perakende satış lisansı sahibi tüzel kişi tarafından yapılan tahakkuk işleminde sayacın tüketim kaydetmediği dönem birim fiyatlarının kullanılacağı ve gecikme zammının uygulanmayacağı, müşterinin talep etmesi durumunda söz konusu miktarın tahakkuk süresi kadar eşit taksitler halinde ödeneceği;ikili anlaşmalar kapsamında elektrik enerjisi tüketen bir müşterinin sayacının tüketim kaydetmemesi durumunda dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi tarafından bu madde kapsamında geçmiş dönem tüketimlerinin hesaplanarak 'a bildirileceği açıklanmıştır.Somut olaya gelince; davacının 24.04.1991 başlangıç tarihli abonelik sözleşmesi ile davalı şirketin tarımsal sulama abonesi olduğu, davaya konu abonelikte 27.10.2010 tarihinde sayaç değişikliği yapıldığı, sökülen sayaçta endeks tespitinin yapılamadığı, sökülen sayaç yerine elektronik tipi sayaç takıldığı, Toroslar Edaş Gaziantep İl Müdürlüğü'nün 28.10.2010 tarihli sayaç ve ölçü ayar raporunda sayacın üç fazlı ölçüm yapabilen kombi tipi elektronik elektrik sayaç olduğu, ekran görüntüsünün olmadığı ve çalışmadığının tespit edildiğinin belirtildiği, kıyas hesaplama cetveline göre sökülen sayaçtan endeks okuması yapılamaması nedeniyle 2010 yılı tarımsal sulama dönemi için 2009 yılı tüketimi esas alınarak davaya konu edilen kıyas faturasının düzenlendiği anlaşılmaktadır. Mahkemece mahallinde icra edilen keşif neticesinde tanzim edilen ve hükme de esas alınan 10.06.2013 tarihli elektrik mühendisi bilirkişinin raporu incelendiğinde görüleceği üzere sayacın bozuk olduğu ve tüketilen enerjiyi sağlıklı kaydetmediği tespit edildiğine göre olayda irdelenmesi gereken yönetmelik hükmünün 19.madde hükmü olduğu kuşkusuzdur. Ancak mahkemece hükme esas alınan 10.06.2013 tarihli rapor incelendiğinde ilgili raporda yukarıda ifade edilen Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği'nin 19.madde hükmüne göre değerlendirme yapılmadığı anlaşılmaktadır. İlgili sayacın doğru tüketim kaydetmediği dosyadaki tutanaklar ve ilgili sayaç ve ölçü ayar raporu ile sabit olmakla bu çerçevede mümkünse davacı abonenin geriye dönük ihtilafsız döneme ait tüketim ekstrelerinin de dosyaya celbi sağlanarak, alanında uzman başka bir 3'lü bilirkişi heyetinden Yargıtay ve taraf denetimine elverişli rapor alınmak suretiyle söz konusu olayda davacı abonenin sayacındaki fiili durumun yönetmeliğin 19.maddesinde düzenlenen “sayacın tüketim kaydetmemesi” hükmü çerçevesinde değerlendirilerek ilgili yönetmelik hükmünün olaya doğru şekilde uygulanması gerekmektedir.Kabul şekline göre de; mahkemece kurulan hüküm incelendiğinde, ''davacının davalı kuruma 09.11.2010 tarihli faturaya göre 4.830,20 TL borçlu olmadığının tespitine, davacının normal tüketim bedeli olan 1.101,52 TL borçlu olduğunun tespitine'' şeklinde hüküm kurulduğu, hükmün bu şekli ile de hatalı kurulduğu ve talebin aşıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece kurulan hükümde ödenmesi gereken borcun belirlenmesi suretiyle buna göre borçlu olunmayan miktar yönünden menfi tespit isteminin kabulü, kalan kısma ilişkin olarak ise menfi tespit isteminin reddi yönünde karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi bu yönden de doğru görülmemiştir.Hal böyle olunca mahkemece; yukarıdaki açıklamalar ve yönetmelik hükmü gözetilerek, dosyanın önceki bilirkişiler dışında alanında uzman 3'lü bir bilirkişi heyetine tevdi edilmesi suretiyle davalı kurumun davacı taraftan isteyebileceği elektrik bedelinin Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 19.maddesine göre hesaplanması konusunda denetime elverişli bir rapor alınması,hükmün kurulmasına ilişkin olarak yukarıda ifade edilen hususların da gözetilmesi suretiyle hüküm tesisi yoluna gidilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 29.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.