Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 4762 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 17795 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : İSTANBUL 15. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 27/05/2014NUMARASI : 2013/479-2014/334Taraflar arasındaki nafaka davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde, davacı ile davalının boşandıklarını, davacı kadın için 100 TL yoksulluk nafakasına, müşterek çocuk Aykut için 100 TL iştirak nafakasına karar verildiğini, daha sonra nafaka artırma davası ile 125.000'er TL artırıldığını, nafakanın yeterli olmadığını belirterek yoksulluk nafakasının 125 TL'den 350 TL'ye, iştirak nafakasının 125 TL'den 450 TL'ye artırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili cevabında, davanın reddi gerektiğini beyan etmiş, karşı dava dilekçesinde yoksulluk nafakasının kaldırılmasını talep etmiştir. Mahkemece; asıl davanın kısmen kabulü ile iştirak nafakasının 125 TL'den 175 TL'ye artırmasına, yoksulluk nafakasının artırılması talebinin reddine, karşı davanın reddine karar verilmiş, hükmü taraf vekilleri temyiz etmiştir. Dosya kapsamından, tarafların 2003 yılında boşandıkları, boşanma ilamı ile 100 TL yoksulluk, 100 TL iştirak nafakasına karar verildiği, daha sonra 28.03.2005 tarihinde açılan nafaka artırma davası ile nafakanın 100 TL'den 125 TL'ye artırıldığı, bu davanın ise 06.08.2013 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Asıl davada, yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması, karşı davada ise yoksulluk nafakasının indirilmesi talep edilmiştir. TMK'nun 176/4. maddesinde “Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir” hükmü, TMK'nun 330/1. maddesinde ise “Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir.” hükmü getirilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı (karşı davacı) nın tüm, davacı (karşı davalı)nın sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının araştırılması sonucunda davacı kadının çalışmadığı, davalının ise dericide çalıştığı, 1.100 TL aldığı, evlendiği, müşterek çocuk 1996 doğumlu Aykut'un lise son sınıfta okuduğu ve ihtiyaçlarının arttığı anlaşıldığına göre, iştirak nafakasının önceki nafaka tarihinden itibaren 8 yıl geçmesine rağmen 50 TL artırılması çok az olup, TMK'nun 4. maddesinde açıklanan hakkaniyete uygun bulunmamıştır. Ayrıca, davacı kadının yoksulluk durumunun devam ettiği anlaşıldığına göre yoksulluk nafakasının artırılması talebine ilişkin davalının ekonomik durumunu zorlamayacak ölçüde, ÜFE artış oranları da dikkate alınmak suretiyle TMK'nun 4. maddesi gereğince hakkaniyete uygun nafakaya hükmedilmesi gerekirken talebin tümden reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.