Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 4691 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 19906 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 7.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 14/05/2013NUMARASI : 2012/855-2013/311Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davalı vekili tarafından istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde gelen olmadığından işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00’e bırakılması uygun görüldü.Belli saatte dosyadaki bütün kâğıtlar okunarak, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde; davalı şirket tarafından işletilen taş ocağından çevreye yayılan toz nedeniyle müvekkiline ait zeytin ağaçlarının zarar gördüğünü ve ürün vermediğini, bu nedenle yaptırılan tesbit ile toplam zararın 140.600 TL olarak belirlendiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak üzere, şimdilik 10.000 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tahsilini talep etmiş, 18.04.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 140.600 TL ye yükseltmiştir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi, itirazların yapılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırılabilmesi, öncelikle tarafların davadan haberdar edilmesi ile mümkün olur. Kişinin hangi yargı merciinde duruşması bulunduğunu, hakkındaki iddia ve isnatların (taleplerin) nelerden ibaret olduğunu bilmesi, Tebligat Kanununda açıklanan usule uygun tebligat yapılması ile sağlanabilir.Hukuki dinlenilme hakkını düzenleyen HMK'nun 27.maddesine göre; mahkeme tarafları dinlemeden, onları iddia ve savunmalarını bildirmeleri için usulüne uygun olarak davet etmeden hükmünü veremez.Bu bakımdan, davetiyenin ve tebliğ tutanaklı zarfın, davadaki önemi büyüktür. Asıl olan tarafların huzurunda yargılamanın yürütülmesi olmakla birlikte, hukuk mahkemelerinde taraflar yargılamaya katılmasalar dahi mutlaka duruşmadan haberdar edilmelidir. Duruşmaya gelmese dahi yoklukta davaya devam edilip karar verilmesine usulün olanak tanıdığı hallerde, yasanın öngördüğü uyarıyı taşıyan davetiyenin tebliğ edilmesinden ve yasaya uygun taraf teşkilinin tamamlanmasından sonra, işin esasına girişilmesi ve delillerin toplanarak bir sonuca ulaşılması zorunludur.Tebliğ ile ilgili yasa hükümleri tamamen şeklidir. Değinilen işlemler nedeniyle tebligat; bilgilendirme yanında belgelendirme özelliği de bulunan bir usul işlemidir. Gerek tebliğ işlemi ve gerekse tebliğ tarihi ancak yasada emredilen şekillerle tevsik ve dolayısıyla ispat olunabilir. Bu sebeple tebligatın, usul yasaları ile ilişkiside daima göz önünde tutulmalıdır.Tebligat ile ilgili 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri, yukarıda da açıklandığı üzere tamamen şeklidir. Yasanın amacı; tebligatın, muhatabına en kısa zamanda ulaşması, konusu ile ilgili olan kişilerin bilgilendirilmesi ve bu hususların belgeye bağlanmasıdır. Hal böyle olunca, yasa hükümlerinin en ufak ayrıntılarına kadar uygulanması zorunludur. Tebligat Kanununda öngörülen şekilde işlem yapılmış olmadıkça, tebliğ memuru tarafından yapılan yazılı beyan onun mücerret sözünden ibaret kalır ve dolayısıyla belgelendirilmiş sayılmaz.Özel hukuk tüzelkişilerine tebligatın nasıl yapılacağı Tebligat Kanununun 12. ve 13.maddesinde açıklanmıştır.Buna göre; özel hukuk tüzelkişilerine yapılacak tebligat, bunların yetkili temsilcilerine yapılır.Eğer tüzelkişinin yetkili temsilcisi yoksa veya evrakı bizzat alamayacak bir halde ise; görev itibariyle temsilciden sonra gelen kimse veya evrak müdürü gibi bu işle görevlendirilmiş bir kişiye, o da yoksa tüzelkişinin o yerdeki memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. Tebligat tüzel kişinin yetkili temsilcisine yapılmamış ve sıralı kişilere yapılmışsa, bunun nedenlerinin açıkça ve ayrıntılı olarak tebligat mazbatasına yazılması gerekir.Bu açıklamaların ışığında somut olaya bakıldığında; dava dilekçesi, ön inceleme duruşması, tahkikat duruşması ve ıslah dilekçesinin tebliği için davalı şirkete çıkartılan tebligatların o yerdeki işçilerine tebliğ edildiği, ancak tebliğ memurunca yetkili temsilcinin iş yerinde bulunmadığı veya evrakı alamayacak durumda olduğu hususunun tebligat mazbatalarına şerh verilmediği, dolayısıyla anılan tebligatların usulsüz tebliğ edilmiş olduğu anlaşılmaktadır.Mahkemece, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve ortaya konulan ilkeler gözardı edilerek, taraf teşkili sağlanmadan yargılamaya devamla hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve bozma nedenine göre şimdilik diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalı tarafa iadesine, 25.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.