Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4669 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 12895 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : VİRANŞEHİR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 05/03/2014NUMARASI : 2012/6-2014/241Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, davalının kaçak elektrik kullandığını ve davalı hakkında toplam 96.082,07 TL kaçak elektrik bedeli tahakkuk ettirildiğini, bu bedelin tahsili amacıyla Şanlıurfa 2. İcra Müdürlüğünün 2011/1372 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının takibe ve borca itiraz ettiğini, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamını ve % 40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davalının Şanlıurfa 2. İcra müdürlüğünün 2011/1372 Esas sayılı dosyasına konu borca itirazının iptali ile takibin 81.019,92 TL asıl alacak 3.615,93 TL işlemiş faiz ve 650,87 TL %18 KDV olmak üzere 85.286,72 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacının % 40 icra inkar tazminatına yönelik davasının reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği'nin 13/1.maddesine göre, yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketmek kaçak elektrik enerjisi tüketimini oluşturur.Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından, 1 Ocak 2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından uygulanacak “Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanılması Durumunda Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul ve Esaslar” hakkında 622 sayılı karar alınmıştır. Anılan kararın 1-B maddesinde kaçak elektrik kullanım süresini hesaplama, 1-C maddesinde ise kaçak elektrik tüketim miktarını hesaplama usul ve esasları gösterilmiştir.Tutanak tarihinde yürürlükte bulunan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenleyen Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından yayımlanan 29.12.2005 günlü 622 sayılı kararda, kullanım yerine ait bağlantı anlaşmasının ve perakende satış sözleşmesinin veya her ikisinin de yapılmadığı yerler için, kaçak elektrik enerjisi kullanma süresi; doğru bulgu ve belgelere dayandırılması kaydıyla elektrik enerjisi kullanılmaya başlandığı tarih ile kaçak tespitinin yapıldığı tarih arasındaki süre olup bu sürenin 12 ayı geçemeyeceği, doğru bulgu ve belgelerin bulunmaması halinde bu sürenin 90 gün alınacağı; müstakil trafolularda (müşteri veya müşteri olmayan) ölçü noktasına bakılmaksızın, besleme transformatör veya transformatörlerinin toplam kurulu gücünün kullanma faktörü olarak alınan 0.60 ile çarpımı sonucu bulunan değerin bağlantı gücü olarak kabul edileceği ve ortalama aylık çalışma saatine göre hesaplanacağı; ortalama aylık çalışma saatlerinin tarımsal sulama abonelerinde 400 saat olarak alınacağı ve müşteri olmayanlara çalışma saatlerinin %20 oranında artırılarak uygulanacağı açıklanmıştır.Somut olayda, dosya kapsamından davalının 2008 yılında tarımsal sulama amaçlı elektrik tesisatının bulunduğu, tarlanın bir kısmına buğday bir kısmına pamuk ektiği, davacı DEDAŞ ile abonelik sözleşmesi yapmadığı, abonesiz ve sayaçsız olarak tarımsal sulama yaptığının 02.05.2008 tarihli Kaçak Elektrik Tespit Tutanağı ile tespit edildiği ve bu tutanağa istinaden davalı hakkında toplam 96.082,07 TL kaçak elektrik bedeli tahakkuk ettirildiği anlaşılmıştır.Davalının yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketmesinin, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olduğu ve Elektrik Tarifeleri Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13. maddesi hükmüne göre hesaplama yapılması gerektiği kuşkusuzdur.Yargılama sırasında düzenlenen 22.11.2013 tarihli Bilirkişi Raporunda, davalının ödemesi gereken kaçak kullanım bedelinin toplam 81.019,92 TL olarak hesaplandığı, hükme esas alınan 03.02.2014 tarihli ek raporda ise kaçak kullanım bedelinin 85.286,72 TL olarak hesaplandığı anlaşılmış olup, düzenlenen kök ve ek bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden hüküm kurulmuştur. Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz, hakim raporu serbestçe takdir eder. Hakim raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçilecek bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasındaki çelişki varsa hakim, çelişkiyi gidermeden karar veremez.Hal böyle olunca mahkemece, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve denetime elverişli rapor alınarak hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, birbiriyle çelişen raporlar arasındaki çelişki giderilmeden, itiraza uğrayan rapora dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.