Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 4665 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 1270 - Esas Yıl 2016
MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİTaraflar arasındaki asıl davada yoksulluk nafakasının kaldırılması, karşı davada yoksulluk nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın asıl davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı (k.davalı) tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı-karşı davalı vekili dava dilekçesinde, boşanma ilamı ile davalıya 300 TL yoksulluk nafakası hükmedildiğini, işlerinin kötüye gittiğini, miras yoluyla intikal eden taşınmaz geliriyle geçindiğini, davalının boşandıktan sonra yetim maaşı almaya başladığını belirterek yoksulluk nafakasının kaldırılmasını talep etmiştir.Davalı-karşı davacı vekili cevabında ve karşı davasında, davacıya birçok taşınmazın miras yoluyla kaldığını, davacının kira gelirleri olduğunu, yoksulluk nafakasının yetersiz kaldığını belirterek asıl davanın reddini ve karşı davası ile yoksulluk nafakasının 1.000 TL'ye yükseltilmesini talep etmiştir. Mahkemece; asıl davanın reddi ve karşı davanın kısmen kabulü ile yoksulluk nafakasının 750 TL'ye yükseltilmesine karar verilmiş, hükmü davacı- karşı davalı vekili temyiz etmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı- karşı davalı vekilinin asıl davaya ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir.Davacı- karşı davalı vekilinin karşı davaya ilişkin itirazları yönünden ise;TMK.nun 175.maddesi gereğince, "Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz nafaka isteyebilir", 176/4. maddesinde ise "Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir" hükmü getirilmiştir.Somut olayda; tarafların İzmir 5.Aile Mahkemesinin 2005/941 Esas ve 2006/8 Karar sayılı ilamı ile 25.01.2006 tarihinde anlaşmalı olarak boşandıkları, davalı-karşı davacı kadın lehine aylık 300 TL yoksulluk nafakasına hükmolunduğu, davalı-karşı davacıya boşandıktan sonra 850 TL yetim maaşı bağlandığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı- karşı davacıya boşanma kararından sonra babasından bağlanan dul yetim aylığı nedeniyle ekonomik durumunun olumlu yönde değiştiği bununla birlikte boşanma kararı ile belirlenen nafakanın üzerinden yaklaşık 9 yıl geçmesi nedeni ile paranın alım gücünde azalmanın birlikte değerlendirilmesi ile taraflar arasındaki dengenin korunması ve hakkaniyet ilkesi gereğince asıl dava ile birlikte karşı davanın da reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu yoksulluk nafakasının artırılmasına karar verilmesi doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.