MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİTaraflar arasındaki nafaka artırım davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, dava dilekçesinde...Aile Mahkemesinin 2011/174 esas ve 2012/657 karar sayılı ilamı ile müşterek çocuk 1998 d.lu ... için 150,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini,aradan geçen sürede takdir edilen nafakanın ihtiyaçları karşılamada yetersiz kaldığını bu nedenle iştirak nafakasının 400,00 TL 'ye yükseltilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini istemiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile müşterek her bir çocuk için aylık 250,00'şer TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren 250,00 TL daha arttırılarak aylık 500,00 TL yükseltilmesine karar verilmiş,hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava,iştirak nafakasının artırımı istemine ilişkindir.TMK.nun 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır.Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları göz önünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur.Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir.Yine,HMK 26.maddesinde; "Hakim tarafların talep sonuçları ile bağlıdır, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez" düzenlemesi yeralmaktadır.Hakim, davacının talebi ile bağlı olup, bu talepten fazlasına karar veremez. Bunun gibi hakimin talepten başka bir şeye de hüküm vermesi yasaktır. Buna karşılık, mahkeme yapılan tahkikat sonunda gerçekleşecek duruma göre talepten noksanına hüküm verebilir.Dosyadaki bilgi ve belgelerden, tarafların 17.07.2007 tarihinde boşandığı, müşterek çocuk Engincan'ın velayetinin davacıya bırakıldığı ve müşterek çocuk ...aylık 100 TL iştirak nafakasına hükmedildiği, boşanmayı müteakip davacı tarafından açılan 28.12.2010 dava tarihli....... Aile Mahkemesi'nin 2011/174 Esas ve 2012/657 Karar sayılı ilamı ile müşterek çocuk Engincan lehine hükmolunan aylık 100 TL iştirak nafakasının 150 TL olarak artırımına karar verildiği,bu davanın açıldığı tarih itibariyle aradan yaklaşık beş yıllık süre geçtiği, davacının ev hanımı olduğu,geliri bulunmadığı, müşterek çocuk.......'ın 1998 doğumlu olup, lise 3. sınıfta öğrenim gördüğü, davalının ise fabrikada işçi olduğu, aylık 1600 TL gelirinin olduğu, kendisine ait evde oturduğu anlaşılmaktadır.Somut olayda; davacı dava dilekçesinde müşterek çocuk ..... için aylık 150,00 TL iştirak nafakasının 400,00 TL 'ye yükseltilmesini talep etmiştir. Ancak mahkemece, talep aşılarak, müşterek çocuk .....lehine aylık 500 TL nafakaya karar verilmiştir. Öte yandan, davacı tarafından müşterek çocuk Merve lehine hükmedilen 250 TL nafakanın arttırımına ilişkin usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığı halde, talep dışına çıkılarak, yazılı şekilde her bir çocuk için 250'şer TL olan iştirak nafakasının 250.00 TL daha artırılarak 500.00 TL nafakanın davalıdan tahsiline hüküm kurulmuş olması da usul ve yasaya aykırıdır.O halde, mahkemece, taleple bağlılık kuralına aykırı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Bozma nedenine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.