Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4641 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 18802 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : AFŞİN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 29/05/2014NUMARASI : 2013/436-2014/242Taraflar arasındaki tedbir nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, davalının müvekkiline hakaret ettiğini, darp ettiğini, evden kovduğunu, müşterek konutu boşalttığını, ileri sürerek aylık 1.200,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili davacının ayrı yaşamada haklı olduğuna dair iddialarını ispatlayamadığını, müşterek konutlarına dönmesi konusunda davalının beklentisi ve rızası olduğunu buna rağmen müşterek konuta dönmeyen davacının kusurlu olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, aylık 200,00 TL nafakaya karar verilmiş, verilen bu karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, ayrı yaşamda haklılık nedenine dayalı olarak açılmış, tedbir nafakası talebine ilişkindir.Türk Medeni Kanunu'nun 197.maddesine göre, ayrı yaşamakta hakkı olan eş diğer eşten tedbir nafakası isteminde bulunabilir. Tedbir nafakasının niteliği ve yasal düzenlemeler gereği eşler evlilik birliğinin giderlerine güçleri oranında katılmak zorundadırlar (TMK.madde 186/son). Buna göre evlilik birliğinin ortak giderleri olan kira, elektrik, yakıt, su ve benzeri giderlere davalı eş katılmak zorundadır.Bu bağlamda; tedbir nafakası miktarı tayin edilirken, birliğin giderlerine katılmada eşlerin "ekonomik güçleri" ile müşterek yaşam sırasında davalının eş ve çocuklarına sağlamış olduğu yaşam düzeyi dikkate alınmalı, hakim; eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyelerinin ayrı yaşamaları halinde de korumaları gerektiğini gözetmelidir.Somut olayda; kolluk araştırmasına göre, davacının ev hanımı olduğu, herhangi bir gelirinin olmadığı, davalının ise babasına ait çok katlı halı mağazasının bulunduğu, babası ile birlikte çalıştığı, aylık 1.000,00 TL kazancının olduğu anlaşılmaktadır.Evlilik birliğinin kendisine yüklediği görevleri yerine getirmeyen ve birlikte yaşamdan kaçınan kişi davalı olduğundan davacının ayrı yaşamakta haklı olduğu açıktır.Hal böyle olunca mahkemece; davalı kocanın tesbit edilen geliri ile orantılı olacak şekilde ödemede zorlamayacak, onu zarurete düşürmeyecek şekilde TMK.nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesine göre uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekirken, davacı lehine az miktarda nafaka takdiri usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.