MAHKEMESİ : BOR ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİTARİHİ : 25/06/2014NUMARASI : 2014/161-2014/294Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, dava dilekçesi ile; davalının, yeniden evlendiğini ileri sürerek; davalı yararına hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı, davaya cevap vermemiştir.Mahkemece; davanın kabulüne, yoksulluk nafakasının, davalının evlendiği tarihten itibaren kaldırılmasına karar verilmiş,hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir .Türk Medeni Kanunun 176/3.maddesine göre; irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü hâlinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi hâlinde mahkeme kararıyla kaldırılır.Anılan yasal düzenlemeye bağlı olarak; davalının evlenmesi ile yoksulluk nafakası kendiliğinden sona erdiğinden, davacının, kanun gereği kendiliğinden sona eren yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi ile dava açmasında hukuken korunmaya değer menfaati, diğer bir ifade ile bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Diğer taraftan, kanun gereği davalının evlenmesi ile kendiliğinden sona eren yoksulluk nafakası nedeniyle davacı aleyhine icra takbinde bulunulması halinde dahi, davacının 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 16. maddesi uyarınca şikayet yoluna başvurma imkanının bulunduğu, diğer bir ifade ile bir hakkın, mahkeme kararına gerek olmaksızın, başka bir yolla ve aynı ölçüde güvenli olarak elde edilebilmesinin mümkün olduğu, bu durumda o hakla ilgili olarak dava açılmasında hukuki yararın bulunmadığı açıktır. Bu durumda, mahkemece; 4721 sayılı TMK’nun 176/3.maddesi uyarınca yoksulluk nafakasının davalının evlendiği 24/01/2014 tarihinde kendiliğinden sona erdiği, yasa gereği kendiliğinden sona eren yoksulluk nafakasının kaldırılması istemi yönünden, davacının bu davayı açmakta veya bu konuda tespit hükmü verilmesinde hukuki yararının bulunmadığı gözetilerek; davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yasal olmayan gerekçeler ile davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.