MAHKEMESİ : ADANA 7. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 05/09/2014NUMARASI : 2014/384-2014/673Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, dava dilekçesi ile; davacının ve müşterek çocukların giderlerinin arttığını, ödenen nafakaların yetersiz kaldığını belirterek; aylık 250.00 TL olan yoksulluk nafakasının 750.00 TL'ye, Kübra ve Büşra'nın her biri için 175.00 TL olan iştirak nafakasının 500.00'er TL ye çıkarılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili sunduğu 03/09/2014 tarihli dilekçesinde de "davadan vazgeçtiklerini" belirtmiştir.Davalı vekili, cevap dilekçesi ile; davanın reddini istemiştir.Mahkemece; davanın feragat nedeni ile reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davayı geri alan davacı, bununla talep sonucundan yani hakkının özünden feragat etmemekte sadece davasını geri almakta ve onu ileride açabilme hakkını saklı tutmaktadır. Davadan feragat davalının rızasına bağlı olmadığı halde davacının davayı geri alabilmesi için davalının rızası şarttır. Davayı geri alma davayı takipsiz bırakma ile de karıştırılmamalıdır. Çünkü takipsiz bırakılan dava 3 ay daha derdest kalmakta devam eder, oysa davanın geri alınması ile (mahkemenin bu nedenle davanın son bulduğuna karar vermesi, bu kararın kesinleşmesi) dava derdest olmaktan çıkar. Davacının davasını takipsiz bırakması davalının rızasına bağlı olmadığı halde davalının rızası olmaksızın davacı davasını geri alamaz. (HMK 123.maddesi). Davalı davacının davayı geri almasına açık bir şekilde muvafakat ederse mahkeme davanın esası hakkında bir karar vermez, davanın davacı tarafından geri alınma ve davalının da buna muvafakat etmesi nedeni ile son bulduğunu belirtmekle yetinir. Davanın bu şekilde geri alınması ile dava hiç açılmamış sayılır ve dava açılması ile doğan sonuçlar hiç doğmamış sayılır. Davalı davanın geri alınmasına muvafakat etmezse davaya devam olunur. (Medeni Usul Hukuku, Prof.Dr.Baki Kuru Prof.Dr.Ramazan Arslan, Prof.Dr. Ejder Yılmaz, Ankara 2011, sayfa;308 ve 309) Davadan feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. (HMK 307.maddesi). Davadan feragat, davacının mahkemeye karşı yapacağı tek taraflı bir irade beyanı ile olur. Feragatın geçerliliği için bunun davalı ve mahkeme tarafından kabul edilmesine veya davalının muvafakat etmesine gerek yoktur. Çünkü, davacı, davadan feragat etmekle yalnız davasını geri almakla yetinmemekte bilakis dava konusu yapmış olduğu haktan vazgeçmektedir. Bu nedenle ve HMK'nın 311/1.maddesinde açık biçimde belirtildiği gibi, davadan feragat, maddi anlamda kesin hüküm gibi sonuç doğurur. Yani, feragat nedeniyle reddedilen dava aynı konuda aynı taraflar arasnda ve aynı dava sebebine dayanarak yeniden açılamaz, açılırsa kesin hüküm nedeniyle reddedilir. (AGE 526-529)Somut olayda; davacı vekilinin sunduğu dilekçede, feragata ilişkin bir beyan bulunmamaktadır. Davadan vazgeçtiklerini belirten davacı vekilinin amacının davayı geri almak olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, anılan dilekçenin davanın geri alınması amacı ile verildiği gözetilerek; tarafların duruşmaya daveti sağlanarak, davalının geri almaya rızası olup olmadığı aydınlatılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; davacı vekilinin sunduğu dilekçeye yanılgılı olarak feragat anlamı verilmesi ve davanın bu gerekçe ile reddedilmesi doğru görülmemiş; kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.