Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 4599 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 2374 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDava dilekçesinde 380.000 TL asıl alacak ve faizinin tahsili için itirazın iptali istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dava dilekçesinde, davalıya ait 14 ve 19 nolu dairelerin davacıya satılması konusunda taraflar arasında 18.04.2012 tarihli harici satış sözleşmesi düzenlendiğini, davacının daire bedelleri toplamı 380.000 TL'yi davalıya ödemesine rağmen, davalının tapuyu vermediğini belirterek, davacının ödediği 380.000 TL asıl alacağın 950 TL işlemiş faizi ile birlikte toplam 380.950 TL'nin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptalini ve icra inkar tazminatının tahsilini talep etmiştir.Davalı vekili cevabında, sözleşmedeki imzanın davalıya ait olmadığını, davalının davacıdan para almadığını beyan etmiştir.Mahkemece; davanın kabulü ile 380.000 TL asıl alacak yönünden itirazın iptaline, takibin devamına, işlemiş faiz ve icra inkar tazminatı talebinin ise reddine karar verilmiş, hükmü taraf vekilleri temyiz etmiştir.Dosya kapsamından, taraflar arasında düzenlenen 18.04.2012 tarihli "Satış Protokolü" başlıklı sözleşme gereğince davalıya ait...'de, ....Parselde bulunan 1.kat 14 nolu daire ile 2.kat 19 nolu daire bedeli 380.000 TL'nin alıcı (davacı) tarafından satıcı(davalı)'ya elden teslim edildiği, bilirkişi raporuna göre sözleşmedeki davalıya ait imzanın davalı ...'ın elinden çıktığı, tapu kaydına göre dava konusu taşınmazların davalı ... adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak, mahkemece; davacının dava dilekçesinde İİK'nun 67/2.maddesine göre icra inkar tazminatı ile ilgili talebi hakkında gerekçesiz karar verilmesi doğru görülmemiştir.HUMK.'nun 388/3.maddesi (HMK'nun 297.maddesi) ve Anayasa'nın 141/III.maddesi hükümlerine göre kararın gerekçesiz olması mutlak bozma nedenidir. Kararda bulunması gereken gerekçe sayesinde taraflar hükmün hangi maddi ve hukuki sebebe dayandırıldığını anlayabilecekleri gibi, karar aleyhine kanun yoluna başvurulduğunda da HUMK'nun 428.maddesi (HMK'nun 362.maddesi) uyarınca Yargıtay incelemesi sırasında ancak bu gerekçe sayesinde kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı saptanabilir. Başka bir deyişle, Yargıtay denetimi ancak bir kararın gerekçe taşıması halinde mümkün olabilir.Temyiz konusu yapılan mahkeme hükmünde "Yasal şartlar oluşmadığından" ifadesi ile icra inkar tazminatı yönünden Yargıtay denetimi olanağını ortadan kaldıran gerekçesiz hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.