Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4583 - Karar Yıl 2004 / Esas No : 3539 - Esas Yıl 2004





Dava dilekçesinde 300.000 lira değerindeki suya elatmanın önlenmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Davacı taraf vekilinin duruşma istemi HUMK'nun 438. maddesi uyarınca miktar itibariyle red edilerek, temyiz incelemesi evrak üzerinde yapılmıştır.Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.Dairemizin 29.4.1991 gün ve 1990/8008 E., 1991/4269 sayılı kararında; uyuşmazlığın, her iki tarafın sudan yararlanmasını sağlayacak biçimde çözümlenmesi, bu yapılırken de suyun debisi, sulayabileceği arazi miktarı ve tarafların öncelik durumlarının araştırılması gerektiği ve ayrıca zamanla koşulların değişmesiyle suyun kullanma biçiminin de değişebileceği vurgulanmıştır.Ancak, herne kadar mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ise de, bozma gereği tam ve usulüne uygun olarak yerine getirilmemiştir.Yapılan keşifte suyun debisi tespit edilmekle birlikte, öteden beri köylünün bu sudan yararlanarak suladığı arazi miktarı kayıtlara dayalı olarak belirlenmemiş, davalı köyün uyuşmazlığa konu sudan sadece içme suyu ihtiyacı için yararlandığı saptanmış olmakla birlikte içme suyu ihtiyacının kullanma suyu ihtiyacına göre öncelikli olduğu gözetilmemiş, davalı köyün nüfusu ve bu nüfusa göre zorunlu içme suyu ihtiyacı da resmen araştırılmamıştır. Eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.Kabule göre de; davalı köyün içme suyu ihtiyacı için su verildiği halde sadece "sulama mevsiminde her haftanın Cumartesi ve Pazar günleri faydalanmasına..." şeklinde su rejimi düzenlenmesi hem davalı ve hem de davacı tarafın ihtiyaçlarına ve uyuşmazlığın çözümlenmesine uygun bulunmamıştır.Mahkemece yapılacak iş; davalı köyün içme suyu ihtiyacının öncelikli olduğu gözetilmek, başka kaynaklardan bu yönde yararlanıp yararlanmadığı veya en ekonomik şekilde yararlanabileceği su bulunup bulunmadığı ve ayrıca nüfus ile canlı hayvanların miktarı araştırılmalı böylece dava konusu sudan günlük ne kadar zorunlu içme suyu ihtiyacı olduğu kesin olarak saptanmalı; davacı köyün öteden beri sulanan arazi miktarı tespit edilip, davalı tarafın içme suyu ihtiyacından artan sudan yararlanması yönünde su rejimi oluşturulmak suretiyle hüküm kurulmalıdır.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA) ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 4.5.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.