Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4500 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 17497 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : ÇİVRİL ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİTARİHİ : 21/05/2014NUMARASI : 2013/314-2014/279Taraflar arasındaki tedbir nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı dilekçesinde, davalının evin ihtiyaçlarını gidermediğini, evi terk ettiğini, kendisinin ekonomik durumunun kötü olduğunu, gelirinin bulunmadığını, davalının çalıştığını, emekli maaşının bulunduğunu, beyanla dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 300 TL nafakanın davalıdan alınarak tarafına verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir . Davalı davanın reddini talep etmiştir . Mahkemece, dinlenen tanık beyanlarına göre, davalının evin ihtiyaçlarını karşıladığı, ayrıca davacının da tarım sigortasından emekli olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.Dava, tedbir nafakası istemine ilişkindir .TMK’nun 195. maddesi uyarınca, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşler ayrı ayrı veya birlikte hâkimin müdahalesini isteyebilirler. Hâkim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine Kanunda öngörülen önlemleri alır. Aynı yasanın 197.maddesine göre de; eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir.Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır.Tedbir nafakasında eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katkıda bulunmaları gerekir (TMK Md. 186/son). Davacı eşin ekonomik durumunun davalı (kocadan) daha iyi olması veya davacının çalışması davalı (kocayı) tedbir nafakası yükümlülüğünden kurtarmaz. Ortak giderlere (elektrik, su, telefon, kira, yakıt parası vs.) katılma yükümlülüğünü tamamen ortadan kaldırmaz. Bu durum sadece nafaka miktarının takdirinde etkili olabilir. Davacı kadının gelirinin bulunması ona tedbir nafakası bağlanmasını engelleyici bir hal değildir. Böylece "hakkaniyet" ilkesine uygun bir nafaka tespit edilebilir (TMK. Md. 4).Hakim, eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyesini ayrı yaşamaları halinde de korunması gerektiğini gözetmelidir.Somut olayda; davalının ev ihtiyaçlarını karşılamadığı, annesiyle birlikte yaşadığı dava tarihinin 19.07.2013 olup, dava tarihi itibariyle davacının herhangi bir maaşının bulunmadığı, davacıya 2014 Mart ayı itibariyle maaş bağlandığı ve sözkonusu maaşın asgari ücretin altında olduğu, tarafların müşterek çoçukları olan tanık beyanlarıyla ile sabit olup, davacının ayrı yaşamada haklılığı kanıtlanmıştır.Hal böyle olunca; mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilerek, davacı tarafın geçimini sağlayıcı, davalının geliri ile orantılı olacak şekilde, TMK 4. md gereğince hakkaniyete uygun bir nafaka takdir edilmesi ve hüküm altına alınması gerekir iken, yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.