Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4499 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 22004 - Esas Yıl 2014





Davacı A..T.. Mirasçıları ile davalı N.. A.. ve diğerleri aralarındaki sebepsiz zenginleşmeden doğan alacak davasına dair Karşıyaka 2.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 30.07.2012 günlü ve 2012/368 E.- 2013/314 K. sayılı hükmün Onanması hakkında dairece verilen 16.10 2014 günlü ve 2014/16230 E.- 2014/13419 K. sayılı ilama karşı davacılar vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde; davalılara ait taşınmaz üzerinde müvekkillerinin murisi tarafından yapılan bina bulunduğunu, .. İlçesi, .. Mahallesi,.. ada,.. parselde kayıtlı taşınmazın Karşıyaka 2. Sulh Hukuk Mahkemesi Satış Memurluğunun 2006/9 Esas sayılı satış dosyasında satışı yapılıp, 22/07/2012 tarihli bilirkişi raporunda krokide A harfi ile gösterilen binanın satış bedelinde arttırıcı etki sağlayarak davalıların haksız zenginleştiğini ileri sürerek bina değerinin ihale bedeline oranı sonucu ortaya çıkan 23.258,00 TL (sebepsiz zenginleşme nedeniyle oluşan) alacağın davalılardan faizi ile tahsilini talep etmiştir.Bir kısım davalılar vekili cevap dilekçesinde; ihalenin kesinleştiğini, davacıların kötüniyetli olduğunu savunup; davanın reddini istemiştir.Davalı A.. A.. vekili; zamanaşımı def'inde bulunmuş, esası bakımından da; ruhsatsız binaların satış bedeline bir etkisinin bulunmadığını belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı .. Yapı İnş.Ltd.Şti. vekili ise; zamanaşımı def'inde bulunmuş, tapulu taşınmazın zilyetlikle kazanılamayacağını, haksız açılan davanın reddini istemiştir.Mahkemece, "...bilirkişi raporuna göre, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan binaların esasen ekonomik ömrünü tamamladığı, satış bedeline olumlu bir etkisi de bulunmadığı mütalaa olunup, rapor mahkememizce aynen benimsendiğinden davacıların talep edebileceği bir bedel bulunmadığı sonucuna varılmakla davanın reddi gerekmiştir. Gerekçesiyle" davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Hükmün, davacılar vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 16.10.2014 Tarih ve 2014/16230 -13419 sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmiş, davacı vekili tarafından sözkonusu onama ilamına karşı yasal süresi içinde kararın düzeltilmesi istenilmiştir.Dava konusu taşınmaz üzerindeki binanın davacıların murisine ait olduğu hususunda taraflar arasında bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, bu binalarla birlikte, taşınmazı ihalede satın alan davalıların, bir zenginleşmesinin bulunup bulunmadığı noktasındadır."Satışa konu, kıymet takdirine ilişkin bilirkişi raporunda; taşınmaz üzerindeki binaların değerleri tek tek belirlenmiş, arsa bedeli de belirlenerek, taşınmazın toplam değerinin 21.429.515,00 TL olduğu ifade edilmiştir. Satış bedeline muhdesatın bedelinin de dahil edilerek, taşınmazın ihaleye çıkartılmış olduğunun anlaşılmasına ve davalılarca muhdesat bedeli de gözetilerek taşınmazın satın alınmış olduğuna göre; mahkemece; davacılara ait muhdesatın, satış bedeline katkı oranı ve miktarı usulünce belirlenmelidir. Gerçekten davacı tarafından yapılan bina nedeniyle taşınmaz daha yüksek bir bedelle satılmış ise, bu fazla bedelden davalıların paylarına isabet eden miktar kadar sebepsiz zenginleştiklerinin kabulü gerekir. Bu nedenle mahkemece, yapılacak iş uzman bilirkişi kurulu aracılığı ileöncelikle izaley-i şuyu satış tarihi itibariyle taşınmazın bulunduğu mevkii, kullanım amacı, imar durumu, diğer bedele etki edebilecek tüm etkenler gözetilmek suretiyle ve bina ile ilgili herhangi bir maliyet hesabı yapılmaksızın, taşınmaz üzerindeki bina yok farz edilerek zeminin rayiç bedeliyle, bina mevcut olduğu şekli ile rayiç bedeli ayrı ayrı belirlenmeli, bu iki değer arasında davacı lehine bir fark oluştuğunda, bunlar birbirine oranlanmalı, bu yolla bulunacak oran izaley-i şuyu satış bedeline uygulanarak, binanın arsaya kazandırdığı fark değer belirlenip, bu değerden tapudaki payları oranında davalıların sorumlulukları belirlenmeli, yok eğer binalı değer ile binasız değer arasında bir farkın oluşmadığı anlaşıldığında ise, davanın reddine karar verilmelidir." gerekçesiyle yerel mahkemenin bu hususları nazara almaksızın verdiği red kararının bozulması gerekirken, zuhulen onandığı anlaşılmıştır. Bu nedenle, davacılar vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile mahkeme kararının açıklanan yönlerden bozulması gerekmiştir. Davacılar vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile dairemizin 16.10.2014 gün ve 2014/16230 E. -2013/13419 Karar sayılı onama kararının kaldırılmasına, yerel mahkemenin, 05.06.2013 tarihli 2012/368 – 2013/314 sayılı kararının yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde düzeltme isteyene iadesine, 19.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.