Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4478 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 11903 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : ALAŞEHİR 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 18/04/2013NUMARASI : 2012/222-2013/139Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, dava dilekçesinde; Alaşehir Yeniköy Köyündeki 757 parsel sayılı taşınmazın tapuda paylı mülkiyet olarak 1/4 payın müvekkili adına, 1/3 payın ise davalı adına kayıtlı olduğunu; müvekkilinin, bu taşınmazda tapu kaydına göre 1/4 pay karşılığı 5.637,50 m2 yer sahibi iken, fiilen 8.265 m2 yer kullandığını, böylece, 2.627,50 m2 fazla yer kullandığını; tarafların babası Osman Aydın'ın sağlığında bu bağı müvekkili diktiği için payından 2.627,50 m2 fazla yeri müvekkiline sözlü olarak bağışladığını; davalının, Alaşehir 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/244 Esas 2008/75 Karar sayılı dosyasında dava açtığı güne kadar müvekkilinden bir talepte bulunmadığı gibi, 10/06/2002 günlü "SÖZLEŞMEDİR" başlıklı belge ile müvekkilinin fazla yer kullanmasına onay verdiğini; müvekkilinin, söz konusu 2.627,50 m2 fazla yere ve kendi payı olan 5.637,50 m2 yere 1965 yılında bağ diktiğini, yetiştirdiğini, bağı kendi yetiştirdiği içinde bugüne kadar bu bölümü kendisinin kullana geldiğini; Alaşehir Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/1062 Esas sayılı dosyasında, 757 parselin projesine göre resmen taksimi gerçekleştiğinde, müvekkili tarafından bağ dikilip yetiştirilen ve yüksek sisteme alınan 2.627,50 m2 fazla yerin davalıya teslim edileceğini ve müvekkilinin böylece mağdur olacağını ileri sürerek; 2.627,50 m2 tutarlı bağın müvekkili tarafından dikilip ve yetiştirilip yüksek sisteme alındığının tespiti ile bağ tesis bedeli olan 19.706,25 TL nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesinitalep ve dava etmiştir.Davalı cevap dilekçesinde; davacı tarafın, müvekkilinin hissedar olduğu bağ vasfındaki taşınmazda uzun zamandan bu yana hissesinden fazla yer kullandığını ve yerin anlaşarak taksimi için de teklifte bulunmasına rağmen herhangi bir sonuç alamadığını; Alaşehir Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/1062 Esas sayılı dosyasında taksim davasının açtıklarını; taksim davasını uzatmak amacıyla bu davayı açtığını, davanın karar aşamasına geldiğini, aralarında bu hususta bir sözleşme tesis edilmediğini, bu iddiaların tümünün hukuki dayanaktan yoksun olduğunu; eğer ki bahse konu asmaların davacılar tarafından dikildiği mahkeme tarafından kabul edilecek olursa, TMK.m.723 göre hüküm tesisi mümkün olabileceğini, bu sebeple davacı tarafın fahiş miktardaki talebinin kabulünün mümkün olmadığını; talebin zamanaşımına uğradığını belirterek, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, davacılar B.. A.. ve Adviye Aydın tarafından davalı A.. A.. aleyhine 29/03/2000 tarihinde açılan Alaşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/77 Esas-2003/185 Karar sayılı tenkis davasının yapılan yargılaması neticesinde 31/03/2003 tarihinde davacıların davasının kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş olduğu, hükmün temyiz edilmesi üzerine Yargıtayca bozulmasına karar verilmiş olduğu; bu kez, 2004/158 Esas sırasına kaydedilen dava üzerine yapılan yargılama neticesinde 08/09/2004 tarih, 2004/300 Karar sayılı ilam ile davacıların davalarının reddine karar verildiği, hükmün temyiz edilmesi üzerine Yargıtay'ca onandığı, Yargıtay onama ilamının taraflara en son 19/04/2005 tarihinde tebliğ edildiği, taraflarca karar düzeltme yoluna gidildiğine dair dosyada herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmadığı; ancak, kesinleşme işlemlerinin henüz yapılmamış olduğu anlaşıldığı, aynı parsele ilişkin olarak görülen bu dava ile davacının davalının hissedar olduğunu ıttılaına rağmen süresi içinde işbu sebepsiz zenginleşme davasını ikame edilmemiş olduğu gerekçesi ile, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.22.02.1991 gün 1990/1-1991/1 sayılı İBK'ya göre; paydaşlardan birinin müşterek taşınmaz mal üzerinde yaptıkları faydalı masraflar nedeni ile diğer paydaşın mamelekindeki artış, bu masrafın (muhtesatın) yapıldığı tarihte değil, şuy'un giderilmesi yoluyla satışın ve masrafın yapıldığı taşınmazın satış bedelinden payını aldığı tarihte gerçekleşir. Sözü edilen YİBK'da vurgulandığı gibi iade borcunun kapsamını belirlemede öncelikle fakirleşme ve zenginleşme zamanının tesbit edilmesi gerekir.Dosya içeriğinden davalı tarafından Alaşehir Sulh Hukuk Mahkemesinde 2010/1062 Esas sayılı dava dosyası ile ortaklığın giderilmesi davası açıldığı ve davanın henüz derdest olduğu anlaşılmaktadır. Taşınmazın halen davacının zilyedliğinde olduğu iki tarafında kabulünde olduğuna göre, zamanaşımı işlemez. Mahkemece, işin esasına girilerek hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.