Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4457 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 12583 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : MANAVGAT 3. ASLİYE HUKUK(TÜKETİCİ) MAHKEMESİTARİHİ : 25/02/2014NUMARASI : 2013/260-2014/27Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, dava dilekçesinde; davalının mesken abonesi olup, müvekkili kurumun hizmetinden istifade ettiğini; ancak, tahakkuk ettirilen atık su bedellerini ödemediğini, başlatılan takibe haksız olarak itiraz ederek durmasına sebebiyet verdiğini ileri sürerek; itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, cevap dilekçesinde; davanın reddini istemiştir. Mahkemece; itirazın iptaline karar verilmiş; hükmün, davalı tarafından temyizi üzerine; Dairemizin, 3.10.2011 tarih, 2011/9026 E, 14502 K sayılı ilamı ile, "4077 sayılı Kanunun 2. ve 3. Maddeleri gereği somut olaya 4077 sayılı Kanunun uygulanması gerekmektedir. Aynı yasanın 23. Maddesi gereğince uyuşmazlığın çözümünde Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde işin esasına girilip hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup doğru görülmemiştir." gerekçesiyle bozulmuş olup, mahkemece bozmaya uyularak; davanın kabulü ile itirazın iptaline, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.Hükmü, davalı vekili süresinde temyiz etmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delilerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.HMK.'nın 266. Maddesi hükmüne göre; Çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde, seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir.Somut olaya gelince; mahkemece, yargılama sırasında bilgisine başvurulan emekli şef bilirkişinin raporu doğrultusunda karar verilmiştir. Bilirkişi, davacı tahakkuklarını esas alarak hesaplama yapmıştır. Rapor düzenleyen bilirkişinin, atık su tüketim bedeli hesabı konusunda uzman olmadığı; bu nedenle, bilirkişi olarak dinlenemeyeceği kuşkusuzdur. Uzman bilirkişi tarafından, davacının tahakkuk ettirdiği bedelden davalının sorumlu olup olmadığının belirlenmesi, davalının sorumlu olduğunun tespiti halinde, davalı tarafından tüketilen su miktarı belirlenerek, davalının ödenmesi gereken atık su bedelinin ayrıca sözleşme ve yönetmelik hükümlerine göre hesaplanması gerekmektedir.Hal böyle olunca, mahkemece; dava dosyasının, atık su tüketim hesabı konusunda uzman olan mühendis bilirkişiye verilerek, davalının ödemesi gereken atık su bedelinin, sözleşme ve yönetmelik hükümlerine göre hesaplanması hususunda rapor düzenlettirilmesi gerekirken; bu hususta eksik inceleme ile konusunda uzman olmayan bilirkişiden alınan rapor doğrultusunda, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.