Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4455 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 12672 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : BİSMİL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 17/04/2014NUMARASI : 2013/773-2014/622Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacılar vekili, dava dilekçesinde; müvekkilerinin murisinin, davalı kurumun tarımsal sulama abonesi olduğunu; sayacın arızalı olduğu belirtilerek, davalı tarafından haksız ve yersiz olarak toplam 23.015,70 TL elektrik bedeli (ek tahakkuk) tahakkuk ettirildiğini ileri sürerek; müvekkilerinin, davalıya borçlu bulunmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, cevap dilekçesinde; davanın reddini istemiştir.Mahkemece; dosya kapsamına göre, dava konusu ek tahakkuk bedellerinin, davalı tarafından taksitlendirme protokülüne eklemediği; bu nedenle ödenmesi istenen ek tahakkukların sözleşmeye aykırı olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmü, davalı vekili süresinde temyiz etmiştir.HMK'nın 266.maddesi hükmüne göre, Çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde, seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir.Somut olaya gelince; taraflar arasındaki taksitlendirme protokolü 7.4.2011 tarihinde düzenlenmiştir. Dava konusu ek tahakkuklar ise, protokol tarihinden sonraki bir dönem olan 2013/05.dönemine aittir. Mahkemece, bilirkişi incelemesi yapılmadan karar verilmiştir. Elektrik bedelinin belirlenmesi, hakimin, hukuki bilgisi ve genel hayat tecrübelerine göre değerlendirebileceği bir konu olmayıp, uzman bilirkişi incelemesini gerektiren teknik bir konudur. Mahkemece, bu konularda, uzman bilirkişi kuruluna inceleme yaptırılarak rapor alınması gerekir.Hal böyle olunca, mahkemece; öncelikle, dosyanın oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilmesi; davalının, davacı taraftan isteyebileceği bir bedelin bulunup bulunmadığının davalı tahakkukları, sözleşme ve protokol tarih ve hükümleri dikkate alınarak belirlenmesi; davalının, alacağının bulunduğunun açıklanması halinde ise; bedelin, denetime elverişli şekilde hesaplanması konusunda rapor alınarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.