Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 4451 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 12620 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : DİYARBAKIR 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 24/09/2013NUMARASI : 2013/284-2013/778Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; davalının, müvekkili şirketin abonesi olduğunu; tahakkuk ettirilen enerji bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek; itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, cevap dilekçesinde; elektriğin, dava dışı üçüncü kişi tarafından kullanıldığını savunarak; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece; dosya kapsamına göre, elektriğin davalı abone tarafından kullanılmadığı, dava dışı kişi tarafından tüketimin gerçekleştirildiği gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir.Hükmü, davacı vekili süresinde temyiz etmiştir.Somut olayda; 2005/01 ve 2005/02.dönemler otomatik dönem tahakkuku elektrik borcundan kaynaklanan toplam 177.450,02 TL' lik elektrik bedelinin tahsili amacıyla davacı kurum tarafından davalı aleyhine takip başlatılmıştır. Uyuşmazlık; davalının, aboneliğinin bulunduğu yerde elektrik kullanılmasından dolayı, sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Elektrik kullanımdan dolayı fiilen kullanan kişinin haksız fiilden kaynaklanan sorumluluğu bulunmaktadır. Ancak, bu sorumluluk, davalı olan abonenin sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini ortadan kaldırmamaktadır. Fiilen elektrik kullanan şahsın haksız fiil hükümleri uyarınca, abonenin de sözleşmeden doğan sorumluluğunun bulunduğu; bu durumda, kullanımdan, her ikisinin de müteselsilen sorumlu oldukları belirgin olmasına göre; alacaklının, alacağını sorumluların tamamından isteyebileceği gibi, bunlardan biri veya birkaçından da isteyebileceğinin kabulü gerekir. Bu durumda, aboneliğini iptal ettirmeyen ve kullanıma sebebiyet veren abone olan davalının, sözleşme nedeni ile sorumlu bulunduğunun kabulü gerekmektedir. Nitekim, aynı ilkeler HGK 27.04.2011 tarih ve 2011/19-104 E.-239 K.sayılı kararında da benimsenmiştir.Hal böyle olunca, mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilerek, öncelikle, dosyanın önceki bilirkişi dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilmesi, bilirkişi heyetinden davacının davalı taraftan isteyebileceği bedelin Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve sözleşme hükümlerine göre hesaplanması konusunda denetime elverişli bir rapor alınarak; sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.