Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 445 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 15969 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : BİNGÖL 3.ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİTARİHİ : 19/06/2013NUMARASI : 2013/94-2013/376Taraflar arasında görülen tedbir nafakası davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların 15 yıllık evli olduklarını, çocuklarının bulunmadığını, tarafların 2006 yılından beridir ayrı yaşadıklarını, müvekkilinin Almanya'da yaşayıp kira ödediğini, bu nedenle aylık 1.000 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini talep etmiştir.Davalı vekili; davacının yurt dışında iki farklı işte çalıştığını, gelirinin yüksek olduğunu, kendisinin ise Bağkur emeklisi olduğunu, aylık gelirinin düşük olduğunu, ayrıca oğlunun geçimine de yardım ettiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece; davacının yurtdışında iki farklı işte çalıştığı, ekonomik durumunun iyi olduğu, yaşadığı evin kirasını devletin karşıladığı, davalının ise emekli olduğu, davacının davalının ekonomik desteğine muhtaç olmadığından bahisle, davanın reddine hükmolunmuş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, tedbir nafakası talebine ilişkindir.TMK.nun 195.maddesi uyarınca, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşler ayrı ayrı veya birlikte hâkimin müdahalesini isteyebilirler. Hâkim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine Kanunda öngörülen önlemleri alır. Aynı yasanın 197.maddesine göre de; eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir.Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır.Tedbir nafakasında eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katkıda bulunmaları gerekir (TMK Md. 186/son). Davacı eşin ekonomik durumunun davalı (kocadan) daha iyi olması davalı (kocayı) tedbir nafakası yükümlülüğünden kurtarmaz. Ancak, hükmedilecek nafakanın miktarını tayinde bu husus dikkate alınmak zorundadır. Böylece "hakkaniyet" ilkesine uygun bir nafaka tespit edilebilir (TMK. Md. 4).Hakim, eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyesini ayrı yaşamaları halinde de korunması gerektiğini gözetmelidir.Somut olayda; davalının gayri resmi yeni bir evlilik yapması nedeniyle davacının ayrı yaşamakta haklı olduğu anlaşılmaktadır. O halde davacının çalışmış olduğu da dikkate alınarak davacı lehine "hakkaniyet" ölçüsünde bir miktar tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, delillerin yanılgılı değerlendirilmesi sonucu istemin tümüyle reddi doğru görülmemiş olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.