Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4434 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 11651 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : SARIGÖL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 04/12/2013NUMARASI : 2011/165-2013/265Taraflar arasındaki nişanın bozulmasından kaynaklanan altınların iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; davalı ile müvekkilinin oğlu Ü.. E.. C..'in nişanlandıklarını, nişan töreninde müvekkilinin davalı Aylin'e, 4 adet bilezik, 1 adet söz bileziği, 1 adet set, 1 adet alyans ve 1 adet taşlı yüzük olmak üzere toplam 10.800,00 TL bedelli ziynet eşyası hediye ettiğini, nişanın davalının kusurlu davranışları sonucu bozulduğunu, davalının nişanda takılan altınları müvekkiline iade etmediğini belirterek; 10.800,00 TL bedelli ziynetlerin aynen iadesini, bunun mümkün olmaması halinde 10.800,00 TL'nin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 10.04.2013 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini 11.240,00 TL'ye çıkarmıştır. Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin dava dışı Ü.. E.. C.. ile nişanlandığını, nişanın Ü.. E.. Cengiz'in kusurlu davranışları sonucu bozulduğunu, davayı davacı Fadime'nin değil oğlu Ü.. E..'in açması gerektiğini, bu nedenle davanın öncelikle aktif husumet yokluğundan reddi gerektiğini, diğer taraftan nişan töreninde müvekkiline alyans, yüzük ve saat dışında herhangi bir ziynet eşyası takılmadığını, takılanlarında da davacı tarafa iade edildiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile; 10.800,00 TL'nin 01.07.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, nişan hediyelerinin aynen, bunun mümkün olmaması halinde mislen davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Davacı anne, davalı ile dava dışı oğlu Ü.. E.. arasındaki nişanın, evlenme dışındaki bir sebeple sona ermesi nedeniyle nişanlılık döneminde davalıya verdiği nişan hediyelerinin (ziynetlerin) aynen veya mislen geri verilmesini talep etmektedir. Nişan ve nişanın bozulmasının sonuçlarına ilişkin hükümler Türk Medeni Kanununun İkinci Kitabında ve Aile Hukuku başlığı altında düzenlenmiştir. Bu yasal düzenleme gereğince nişanın evlenme dışındaki bir sebeple sona ermesi halinde, nişanlıların birbirlerine veya ana ve babanın ya da onlar gibi davrananların, diğer nişanlıya vermiş oldukları alışılmışın dışındaki hediyeler verenler tarafından geri istenebilir. Hediyeler aynen veya mislen geri verilemiyorsa, sebepsiz zenginleşme hükümleri uygulanır. (TMK m.122)Buna göre hediyelerin geri verilmesi davasının davacısı, nişanlılar, nişanlıların ana ve babası, nişanlıların ana ve babası gibi davrananlardır. Hediyelerin geri verilmesi davasının davalı yanı ise hediye verilen nişanlıdır. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş ve Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun'un 4.maddesinde; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabındaki üçüncü kısım hariç olmak üzere TMK’nın 118-395 maddeleri arasında düzenlenen konulardan kaynaklanan bütün davalara aile mahkemesinde bakılacağı hükme bağlanmıştır.Nişan hediyelerinin geri verilmesine ilişkin TMK'nın 122. maddesi Türk Medeni Kanunun 2.kitabında yer aldığından bu tür davaların bağımsız aile mahkemesi bulunan yerlerde aile mahkemesinde, bağımsız aile mahkemesi kurulmayan yerlerde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenen Asliye Hukuk Mahkemelerinde aile mahkemesi sıfatıyla görülüp karara bağlanması gerekir.(Yargıtay HGK'nın 16.11.2005 tarih ve 2005/2-673 E. 2005/617 K.) Görev, kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden nazara alınmalıdır.Hal böyle olunca, mahkemece; görev hususunun kamu düzenine ilişkin bir usul hukuku kuralı olduğu ve taraflarca ileri sürülmese bile re'sen gözetilmesi gerektiği dikkate alınarak, davanın Aile Mahkemesinde, Aile Mahkemesi olmayan yerlerde ise Aile Mahkemesi sıfatıyla Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiği düşünülerek bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu görev hususu düşünülmeksizin Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla yargılamaya devam edilip işin esası hakkında hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.Bozma nedenine göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.