MAHKEMESİ : ACIPAYAM ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİTARİHİ : 10/12/2013NUMARASI : 2011/237-2013/513Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde; Osmaniye İlçe Halk Kütüphanesinde memur olarak çalışmakta iken 17.06.1994-18.11.1997 tarihleri arasında .. Cad. No:.. Kat:.. Daire:.. Osmaniye adresindeki .. numaralı elektrik aboneliğini üzerine aldığını, Denizli-Çivril Halk Kütüphanesi Müdürlüğüne tayininin çıkması üzerine sayacın bulunduğu meskenden ayrılmadan 1-2 gün önce sayacın üzerindeki elektrik tüketiminin 4-5 kw fazlasını okuyarak tüketim bedelini ödemek suretiyle aboneliğinin kapatılmasını talep ettiğini, akabinde Çivril Halk Kütüphanesinde göreve başladığını, 6111 sayılı yasanın yürürlüğe girmesinden kısa bir süre önce Osmaniye İcra Müdürlüğünün 2000/2244 Esas ve 2001/71 Esas sayılı dosyalarına kayden icra takibi yapıldığını ve tarafına tebligat yapılmaksızın takibin kesinleştirildiğini öğrendiğini, davalı kuruma yaptığı müracaatla tek taraflı sözleşmenin 4077 sayılı Tüketici Yasasına aykırı hüküm ve yükümlerinin gözden geçirilerek şahsı hakkında yapılan takibin ve borcunun sebebinin bildirilmesini, abone kendisi ise kaçakçılık cezasının niçin tahakkuk ettirildiğinin, tüketim bedeli ve cezadan niçin sorumlu tutulduğunun açıklanmasını talep ettiğini ancak kendisine bu konuda bir cevap verilmediğini, icra takiplerinde asıl borçlu N.. G.. olması nedeniyle abone sözleşmesinden doğan herhangi bir borcunun olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili dilekçesinde; davacı hakkında Osmaniye İcra Müdürlüğünün 2000/2244 Esas ve 2001/71 Esas sayılı dosyaları ile takip başlatıldığını, takip dosyalarının yenilenerek 2009/5436 Esas ve 2009/5502 Esas sayılı takip dosyası olarak halen derdest olduğunu, davacıya 21/09/2010 tarihinde usulüne uygun tebligat yapıldığını, davacı borçlunun süresi içerisinde borca itiraz etmesi sebebiyle davacı yönünden her iki dosyanın da durdurulduğunu, davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığını, davanın yetkili ve görevli mahkemede açılmadığını, abone sahibinin tüketilen elektrik bedelinden her zaman sorumlu olduğunu, açılan davanın haksız olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davacının 33533 nolu elektrik aboneliğini 17.06.1994 tarihinde almış olup başka bir şehire tayinin çıkması nedeniyle 18.11.1997 tarihinde aboneliğini sonlandırdığı, takibe konu borcun davacıya ait kullanımdan doğmadığı, takibin kaçak kullanıma ilişkin bir borç olduğuna ilişkin dosyada yeterli delil bulunmadığı, gerekçesiyle davanın kabulüne ve davacının Osmaniye 2. İcra Müdürlüğünün 2009/5436 ve 2009/5502 Esas sayılı takip dosyalarından borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.HMK 266.maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir. Somut olayda; mahkemece, dava konusu elektrik bedelinin tespiti yönünden bankacılık işlemleri, hesap uzmanı,hukuk,tüketici ve rekabet uzmanı bilirkişiden ve hukukçu hesap bilirkişisinden ayrı ayrı rapor alınmıştır. Hükme esas alınan raporları düzenleyen bilirkişiler dava konusu elektrik bedeli hesabı konusunda rapor hazırlamaya ehil ve yeterli olmadıklarından, söz konusu bilirkişi raporlarına dayanılarak hüküm tesisi mümkün değildir. Uzman bilirkişi tarafından, dava konusu bedelin denetime elverişli bir şekilde hesaplanması gerekir.Hal böyle olunca, mahkemece, davacının abonelik dosyasının dosya içerisine alınması sağlanmalı ve dava dosyası önceki bilirkişiler dışında, elektrik tüketim hesabı konusunda uzman olan elektrik mühendislerinden oluşan 3 kişilik bilirkişi heyetine verilerek, bilirkişilerden davalı kurumun davacı taraftan isteyebileceği bedel hakkında, tahakkuk tarihlerinde yürürlükte bulunan ilgili mevzuat hükümlerine göre tereddüte yer vermeyecek şekilde, ayrıntılı ve açıklayıcı, hüküm kurmaya elverişli ve Yargıtay denetimine uygun bir rapor aldırılarak, varılacak sonuç dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme, soruşturma ve konusunda uzman olmayan bilirkişilerin düzenlediği raporlar esas alınarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Bozma nedenine göre, sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.