Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4406 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 23023 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen suya müdahalenin önlenmesi ve ecrimisil davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçesinde; davalıların 15.02.2002 tarihli protokole aykırı olarak belirtilen tarihler dışında da protokolle verilen suyun kullandıkları, suyun ihtiyacı için kullanılmak üzere verilmesine rağmen satarak kazanç elde ettikleri, bu nedenle protokolün 07.08.2007 tarihli ihtarla feshedilmiş olduğu halde suyu kullanmaya devam ettiklerini belirterek suya müdahalenin önlenmesi ve sağladıkları haksız kazancın ecrimisil olarak tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı ... vekili cevabında; Belediye Başkanlığı ile imzalanan protokolde diğer davalılar açısından kişisel bir sorumluluk sözkonusu olmadığını ve husumet nedeniyle reddi gerektiğini, esasa yönelik de iddiaların yersiz olduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir.Mahkemece; sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiştir.Hükmü, davacı vekili temyiz etmektedir.Somut olayda;15.02.2002 tarihli protokolde taraflar (davacı) ... Organize Sanayi Bölgesi Müteşebbis Heyeti Başkanlığı ile (davalılardan) Sinop Belediyesi olup, davalı olarak gösterilen ve hakkında hüküm kurulan diğer kişilere ilişkin husumet itirazında bulunulmuştur.Mahkemenin, taraflar arasında dava konusu hakkın esası hakkında bir karar verebilmesi için kişilerin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatlarına sahip olmaları gerekir. Bir davada taraf olarak gösterilen kişiler, taraf ve dava ehliyetine ve davayı takip yetkisine sahip olsalar bile, taraflardan birinin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatı yoksa davanın esası hakkında bir karar verilemez, dava sıfat yokluğundan (husumetten) reddedilir.Taraf sıfatı, usul hukuku sorunu olmayıp, dava konusu subjektif hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk sorunu olduğundan taraf sıfatının yokluğu, davada taraf olarak görünen kimseler arasında, dava konusu hakkın doğumuna engel olduğu için def'i değil, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülmesi mümkün bir itiraz ve mahkemece de kendiliğinden nazara alınması zorunlu bir nitelik taşır.Açıklanan hususlar karşısında, mahkemece öncelikle Belediye dışındaki davalıların pasif husumet ehliyeti bulunup bulunmadığının araştırılarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.