Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4372 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 19768 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : AYDIN 2.AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 19/07/2013NUMARASI : 2012/595-2013/467Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dilekçesinde; davalının açtığı boşanma davasının 11.09.2012 tarihinde kesinleşmesiyle birlikte orada hükmedilen tedbir nafakasının kesildiğini, yaklaşık 2 yıldır ailesiyle birlikte yaşadığını, davalı tarafından açılan boşanma davası nedeniyle ayrı yaşamakta haklı olduğunu belirterek, 350 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini talep etmiştir.Davalı cevabında; boşanma davasının yargılaması esnasında tekrar birarada yaşadıkları, barıştıkları gerekçesiyle reddedildiği, davacının nafaka talep edemeyeceğini belirterek, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece; tarafların reddedilen boşanma davasından sonra biraraya gelmedikleri, kesinleşmesinden sonra davalının barışma girişiminde bulunmadığı, davacının ayrı yaşamakta haklı olduğu gerekçe gösterilerek, davanın kısmen kabulü ile 250 TL tedbir nafakasına hükmedilmiştir.Hükmü, davalı temyiz etmektedir.4721 sayılı MK.nun 195.maddesi uyarınca, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşler ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilir. Hakim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine kanunda öngörülen önlemleri alır.Aynı Yasanın 197.maddesine göre de; "eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetime ilişkin önlemleri alır."Buna göre davacının ayrı yaşamada, haklı olup olmadığının araştırılması ve “ayrı yaşamada haklılık” olgusunun kanıtlanması gerekir. Somut olayda; davalı eş tarafından açılan boşanma davasının; “taraflar arasında geçimsizliğin sabit olduğu, bu sonuca ulaşılmasında her iki tarafın da eşit kusurlu bulunduğu, yaşanan tüm olaylardan sonra barışma olduğu ve iki hafta kadar birarada yaşadıkları barışmakla boşanma davasına konu olayların affedildiği, affedilen olaylara dayanılarak boşanma davası açılamayacağı, barışmalarından sonra da taraflar arasında meydana gelmiş yeni bir olay bulunmadığından” reddine karar verilmiştir. Karar 07.09.2012 tarihinde kesinleşmiştir.Bu durumda, boşanma davasının tarafların tekrar biraraya gelip yaşadıkları, birbirlerini affettikleri kabul edilerek reddedildiği gözönünde bulundurularak, davacının boşanma davasından sonra ayrı yaşamakta haklı olup olmadığının araştırılması ve “ayrı yaşamada haklılık” olgusunun kanıtlanması gerekir.Somut olayda; dinlenen tanık anlatımlarının boşanmaya konu ve boşanma davasından önceki olaylara ilişkin olduğu, davadan sonra davalının barışma girişiminde bulunmayışının davacının ayrı yaşamakta haklı olduğunu göstermeyeceği davacının ayrı yaşamada haklı olduğunu gösteren herhangi bir delil bulunmadığı, bu nedenle davanın reddi gerekirken, kısmen kabulü yönünde karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.