MAHKEMESİ : KANDIRA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 26/04/2013NUMARASI : 2010/375-2013/349 Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 07.09.2009 tarihinde gayrimenkul satım sözleşmesi düzenlendiğini, Kocaeli İli, Kaynarca İlçesi Kızılcaali Köyü .. ada .. parsel sayılı taşınmazın satış bedeli olarak davalıya 15.500,00 TL kapora verildiğini, satım sözleşmesi gereği satıcının satım akdinin yapılmasından vazgeçmesi halinde alıcıdan almış olduğu bedelin iki katını alıcıya ödeyeceğini kabul ve taahhüt ettiğini, davalı satıcının 07.09.2009 tarihinde 15.500,00 TL nakit para aldığı halde gayrimenkulü müvekkiline devretmediği gibi 15.500,00 TL'yi de iade etmediğini, davalının sözleşme şartlarına aykırı hareket ettiğini ileri sürerek, sözleşme gereği davalının satım sözleşmesinden vazgeçmesi nedeni ile ödemesi gereken 15.500,00 TL'nin sözleşme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davaya konu taşınmazın tapuda kendisi adına kayıtlı olmadığını, alacağına mahsuben bu yeri M.. A..’den aldığını, 28.000,00 TL bedelde anlaştıklarını ve kapora olarak 4.000,00 TL aldığını, bunun haricinde davacının bir kısım ödemelerde bulunduğunu, tam olarak miktarını hatırlayamadığını, ancak satış bedelinin tamamını 15 gün içerisinde ödemediği için tapuda devir yapmadığını, kapora olarak verilen paranın sözleşmeye göre alan kişide kalacağını, bu parayı davacının talep etmesinin hukuken mümkün olmadığını, davacıyla birkaç sözleşme yapıldığını, sözleşmede aldığı paraların yazılı olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davalı tarafın yeminli beyanı ile almış olduğunu kabul ettiği 4.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Somut olayda; taraflar arasında 07.09.2009 tarihinde Kocaeli İli, Kaynarca İlçesi, Kızılcaali Köyü, .. ada, ... parsel sayılı taşınmazın satışına ilişkin adi yazılı sözleşme imzalandığı, bu sözleşmede satış bedelinin 28.000,00 TL olarak belirlendiği, cayma akçesi olarak 16.000,00 TL'nin verildiği yazılmasına rağmen daha sonradan bu miktarın üzerinin çizildiği ve 15.500,00 TL'nin yazıldığı, düzeltmelerin taraflarca paraflanmadığı, sözleşmede tahrifat bulunduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar; taraflarca tarihsiz olarak düzenlenen ve "Cayma Akçesi Verilmesine Dair Akid" başlığını taşıyan bir sözleşme var ise de, sözleşme içeriği dikkate alındığında, davacı alıcının davalı satıcıya, dava konusu gayrimenkulün satış bedeline mahsuben toplam 8.000,00 TL kapora verdiğinin yazılı olduğu, sözleşmenin cayma akçesi verilmesine ilişkin düzenleme içermediği, satış bedeline mahsuben ödenen 8.000,00 TL'nin kapora olduğu, resmi satış işleminin gerçekleşmediği, bu nedenle davalının aldığı bedeli davacıya geri vermekle yükümlü olduğu, sözleşmede şahit olarak imzası bulunan ve yargılama sırasında tanık olarak dinlenen Murat Gönen adındaki şahsın da mahkemece alınan beyanında, davacının davalıya toplam 8.000,00 TL kapora verdiğini beyan ettiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, davacı tarafından davaya konu sözleşmedeki kapora bedelini ödeyip ödemediği konusunda davalıya yemin teklif edildiği ve davalının 26.04.2013 tarihli duruşmada yeminli beyanında, "davacıdan öncelikle 3.000,00 TL para aldığını, daha sonra küçük miktarlarda para aldığını, toplamda aldığı paraların 4.000,00 TL'yi geçtiğini ancak 5.000,00 TL'yi bulmadığını, bu parayı tekrar davacıya vermediğini" beyan ettiği anlaşılmaktadır. TMK.'nun 6. maddesi hükmü gereğince; davalı talep edilen kapora bedelinin bir kısmını davacıdan aldığını ve iade etmediğini kabul etmekte olup, talep edilen kapora bedelinin iade edildiğini ispat külfeti davalıya aittir. İspat yükü kendisine ait olmayan davacının yemin teklifi icapsız bir yemin olup sonuç doğurmayacaktır. Dava, adi yazılı sözleşme ile gayrimenkul satışına ilişkin kapora bedelinin iadesi talebine ilişkin olup, davalı davacıyla birkaç sözleşme yapıldığını, sözleşmede aldığı paraların yazılı olduğunu belirtmektedir. Mahkemece; davalının savunması üzerinde durularak, ibraz edilen taraflar arasında imzalanan tarihsiz "Cayma Akçesinin Verilmesine Dair Akid" de değerlendirilerek, gerekirse taraflar isticvap edilmek suretiyle, davalının davacıdan almış olduğu bedel miktarı açıklığa kavuşturularak, ortaya çıkacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, icapsız yemin hakkı hatırlatılmak sureti ile davalının sonuca etkili olmayan yemin beyanına dayalı olarak eksik inceleme ve araştırma sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.