MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİDava dilekçesinde 5.500 TL alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Dava, ödenmeyen telefon faturaların tahsili istemine dayalı alacak davasıdır.Davalı vekili; süresinde verdiği dilekçesi ile zamanaşımı def'ini ileri sürmüş, esastan da davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, Bilgi Teknolojileri Ve İletişim Kurumu Gelirlerinin Tarh, Tebligat, Tahakkuk, Tahsilât Usul Ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 17. maddesine göre kullanım ücretlerinin süresinde ödenmemesi halinde 6183 sayılı yasanın uygulanacağının belirtildiği, 6183 sayılı yasanın 102. maddesinde,amme alacağının vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren 5 yıl içinde tahsil edilmezse zamanaşımına uğrayacağının belirtildiği, somut olayda davalının kullanımında olan telefonun borcundan dolayı kullanıma kapatıldığı ve dolayısıyla borcun muaccel olduğu tarih 12/04/2004 tarihi olup bu takvim yılını izleyen takvim yılı ise 01/01/2005 tarihine tekabül ettiği, 6183 sayılı yasanın 103. maddesinde belirtilen zamanaşımını kesen sebeplerden hiçbirisinin somut olayda gerçekleşmediği, dava tarihi ise 27/12/2010 olmakla 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunun anlaşıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Taraflar arasında akdedilen GSM abonelik sözleşmesinin 7-5 maddesinde "Bu sözleşmeden kaynaklanan dava ve takipler için zamanaşımı süresi, dava konusu problemin oluşumundan itibaren 1 yıldır" hususu düzenlenmiştir. Ancak, BK.'nun 127.maddesi gereğince "Bu bapta tespit olunan zamanaşımı müddetleri tarafların iradeleri ile değiştirilemeyeceğinden" ve BK.'nun 125.maddesinde öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresi de henüz dolmadığından, mahkemece davanın esası incelenerek varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken,yanlış gerekçeler ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasa hükümlerine aykırıdır.Somut olayda, taraflar arasında abonelik sözleşmesi bulunduğunda uyuşmazlık yoktur. Dava konusu ihtilafta uygulanacak zamanaşımı süresi, taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunması nedeniyle B.K. 125. maddesi gereğince 10 yıl olup, dava tarihine kadar geçen sürede, zamanaşımı süresi dolmamıştır. Dairemizce tüm içtihatların da bu doğrultuda olduğu açıktır. (Yargıtay 3.H.D. 11.09.2003 gün ve 2003/10466 E.-2003/9936 K.) Bu nedenle davanın esasına girilip, taraf delilleri toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken mahkemece zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.