Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4225 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 1333 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacı vekili dava dilekçesinde, davacı ile davalı arasında, ... ili, ... ilçesinde kain 932 ada 17 parselde kayıtlı gayrimenkul üzerinde inşa edilen 10 nolu bağımsız bölüm ile ilgili olarak,... 6. Noterliğinin 26.10.1999 tanzim tarihli " Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi Sözleşmesi'' akdedildiğini, bu sözleşmeye dayanarak davacı tarafından açılan tescil davasında, davalının söz konusu satış vaadi sözleşmesine annesi adına vekaletle fakat annesi vefat ettikten sonra imza attığı anlaşıldığından geçersiz vekaletname ile imza edildiği gerçeğinin ortaya çıkması neticesinde davanın sonuçsuz kaldığını, taraflar arasında yapılan satış vaadi sözleşmesinde yüksek harçtan kaçınmak için 1.000 TL bedel gösterilmiş ise de taşınmazın 23.500 ... Doları bedel konusunda anlaşıp bu paranın davalıya aynı gün ödendiğini belirterek sözleşme günü taşınmaz için ödenmiş olunan 23.500 ...'nin sözleşme tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davacı taraftan çeşitli tarih ve miktarlarda faizi ile birlikte borç para aldığını, aldığı bu borçların karşılığında davacının teminat olarak, annesine ait bitmemiş inşaattan hisse almak için ısrarda bulunması üzerine davacının o tarihteki 1.000 TL alacağına teminat olarak söz konusu sözleşmenin imzalandığını ancak ileriki tarihlerde borcunu davacıya ödediğini bu nedenle davalı tarafa borcu bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; taraflar arasında noterlikçe düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi bulunduğu, sözleşmede satış bedelinin 1.000,00 TL olarak gösterildiği, bu sözleşmenin ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/232 esas sayılı dosyasında geçersiz vekaletle yapıldığı için sözleşmenin geçersiz olduğunun tespit edildiği, geçersiz olduğu tespit edilen sözleşmede bedel 1.000,00 TL olmasına rağmen davacının 23.500... talep ettiği, bedelin 23.500... olduğunun davacı tarafından ispatlanması gerektiği fakat bu konuda hiçbir delil ve belgenin sunulmadığı gibi yemin teklifinde de bulunulmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, davacı tarafından satış vaadi sözleşmesine dayanılarak açılan tescil davasının, davanın dayanağını teşkil eden ve taraflar arasında yapılan düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin geçersiz vekaletname ile imza edildiği bu nedenle sözleşmenin geçersiz olduğu gerekçesi ile reddedildiği bu nedenle taşınmazın satımına ilişkin sözleşmenin baştan beri geçersiz olup, tarafların geçersiz sözleşme nedeni ile verdiklerini geri isteme haklarının bulunduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar davacı, fazla harç ödememek amacıyla satış bedelinin sözleşmede 1.000 TL olarak gösterildiğini, gerçekte satış bedelinin 23.500... olduğunu iddia etmiş ise de bu yöndeki iddiasını kanıtlayamamıştır. Fakat taraflar arasında yapılan 26.10.1999 tanzim tarihli Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi Sözleşmesi incelendiğinde, satış vaadinde bulunan davalının, satış vaadi bedeli olan 1.000,00 TL'nin tamamını satış vaadini kabul eden davacıdan nakden aldığını imzası karşılığında beyan ettiği görülmekle sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince sözleşmede belirtilen bu bedel üzerinden hüküm kurulması gerekirken davanın tümden reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.