Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 4208 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 19679 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : BALIKESİR 2.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 25/12/2012NUMARASI : 2011/151-2012/383Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dilekçesinde, müvekkillerinin murisleri ile davalının ortak avukatlık işi yaptıklarını ve hisse oranında çalıştıklarını, 21.07.2009 tarihinden geriye doğru 11 yıllık dönemde davacıların murisi ile davalının birlikte vekalet ibraz etmek suretiyle girdikleri davalarda tahakkuk eden ve davacıların murisinin tahsil edemediği vekalet ücretlerinin bulunduğunu beyan ederek, şimdilik 10.000 TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı savunmasında, dava dilekçesinin HUMK.nun 179.maddesindeki unsurları taşımadığını, davacının talep ettikleri alacağın neye istinaden varolduğunu açıklamadıklarını, davacı tarafın kendisinden hangi dosya nedeniyle ne kadar alacaklı olduğunu açıklamak durumunda olduğunu beyanla dava dilekçesinin HUMK.nun 179.maddesindeki unsurları taşımaması nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, yaptırılacak "olası tespitle" ve Uyap ve Mahkeme kayıtları esas alınarak davacı tarafın belirlemediği dava konusunun mahkemece belirlenmesinin mümkün olmadığı, dava dilekçesinde dava konusunun belli olmadığı gibi belirlenebilir de olmadığı gerekçesi ile, usulüne uygun olmayan dava dilekçesinin reddine karar verilmiştir.Dava konusu uyuşmazlık, davacıların murisi ile davalının birlikte vekalet verdikleri davalar nedeni ile tahsil edilen vekalet ücretlerinden, murisin hissesine düşen bölümün sebepsiz zenginleşme esasları gereğince davalıdan tahsili talebine ilişkindir.Somut olayda, davacı dilekçesinde, vekalet ücretine ilişkin alacak talebinde bulunmuş olup, bu alacağını ispat etmek amacı ile dayanak deliller sunmuştur.Türk Medeni Kanunu'nun 6.maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. İleri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin, iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir (HMK.md.190) İspat yükü, hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer.Davacının iddiasını ispat etmek amacı ile dosyaya sunduğu delillerden biri, davalının bu olay nedeni ile baroya şikayet edilmesi neticesi açılan soruşturma kapsamında 21.7.2009 tarihi itibariyle derdest olan ortak dosyaların listesi, diğer bir delil ise ilgili noterliklerden birlikte verilen vekaletnamelerin celbidir.Öyle ise mahkemece, bu ilkeler gözetilerek, davalının baroya sunduğu dosya listesindeki dosyalar belirlenip, ayrıca ilgili noterliklerden de birlikte verilen vekaletnameler celbedilip, bunlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılıp, öncelikle ortak girilen davaların tespit edilmesinden sonra, bunlara ilişkin vekalet ücretlerinden davacıların murisinin hissesine düşen bedelin muris tarafından tahsil edilip edilmediği hususunda davacı tarafa ispat imkanı verilip, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.